1. Hukuk Dairesi 2015/14931 E. , 2018/13797 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.10.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan anneleri ..."nın tek taşınmazı olan davaya konu 18 nolu parselinin yarı payını üzerinde bırakıp diğer yarı payını davalı oğluna muvazaalı biçimde temlik ettiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali-tescile karar verilesini istemişlerdir.
Davalı, mirasbırakan annesinin paylaştırma amacıyla hereket ettiğini de belirtip davanın reddini savunmuştur.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, temlikin gerçek satış olmadığı anlaşılmakta ise de, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket edip etmediğinin tespiti açısından davalının paylaştırma savunmasının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuş; mahkemece bozmaya uyularak tamamlanan yargılama sonucunda, paylaştırma savunmasının yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Gerçekten de, Daire bozma kararı sonrasında dosyaya getirtilen kadastro tespit tutanağı ve tedavüllü çap kaydından; paylaştırma savunmasına konu edilen 107 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 22.06.1995 tarihinde yapılan kadastro tespitinde; "Taşınmazın 20 yılı aşkın zamandan beri ..."ın(murisin ilk eşi) zilyet ve tasarrufunda iken, ölümü üzerine mirasının eşi ... ile evlatları ... ve ..."ye kaldığı, ..."nın taşınmazdaki hissesini 1982 yılında bedeli mukabilinde yarı yarıya kızları ... ve ..."ye satarak zilyetliğini devrettiği..." belirtilmek suretiyle senetsizden yarı yarıya ... ve ... adlarına tespit edildiği, tespitin 31.12.1996 tarihinde kesinleştiği; sonrasında da, ... ve ..."nin taşınmazı 25.04.2002 tarihinde üçüncü kişiye sattıkları anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, davaya konu 18 parsel sayılı taşınmazın yarı payı da mirasbırakan ... tarafından 08.09.1986 tarihinde davalı oğlu ..."ya satış yoluyla devredilmiştir.
Bilindiği ve bozma kararında da değinildiği üzere; mirasbırakanın, sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmış olması durumunda mal kaçırma kastından söz edilmeyeceği ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulamayacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda, mirasbırakanın gerek davaya konu edilen 18 parsel sayılı taşınmazının yarı payını davalı oğluna ve paylaştırma savunmasına konu edilen 107 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki payını davacı kızlarına temlik etmiş olması hususu, gerekse anılan taşınmazların nitelikleri ve payların taraflara temlik tarihleri dikkate alındığında ve bu olgular tüm dosya içeriğiyle birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla değil paylaştırma kastıyla hereket ettiği sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabul edilmesi isabetsizdir.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.