12. Ceza Dairesi Esas No: 2019/12953 Karar No: 2020/4918 Karar Tarihi: 15.09.2020
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/12953 Esas 2020/4918 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyeti TCK'nın 179/3-2, 62/50/1-a ve 52/2-4 maddeleri gereğince kesinleşmiştir. Temyiz edilen hüküm, hapis cezasından çevrili adli para cezası olduğundan temyiz edilebilir olduğu anlaşılmıştır. Suçun niteliği trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçudur ve cezası TCK’nın 179/2. maddesinde belirlenmiştir. 5271 sayılı CMK'nın 251/1. maddesi gereğince, adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlar için basit yargılama usulü uygulanabilir. Kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz. Ancak Anayasa Mahkemesi iptal kararı ile kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalarda CMK’nın 251/3. maddesi uyarınca mahkûmiyet kararı verilirse sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir. TCK’nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi gerekmektedir. Kararın bozulmasına karar verilmiştir.
12. Ceza Dairesi 2019/12953 E. , 2020/4918 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Karar Tarihi : 11.11.2015 Suç : Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Hüküm : TCK"nın 179/ 3-2, 62,50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmiş olup, Karar tarihi 14.04.2011’den sonra olan suçlarda 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile yapılan değişiklik ile 5320 sayılı Kanuna eklenen ek geçici 2. maddesi ile "Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar" hapis cezasından çevrili adli para cezalarının istisnasız temyizinin kabil olduğu, mahkemece 11.11.2015 tarihinde kesin olarak verilen hükmün, hapis cezasından çevrili adli para cezası olduğundan temyizinin kabil olduğu anlaşılarak dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen ""trafik güvenliğini tehlikeye sokma"" suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK"nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan iki yıla kadar hapis cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun"un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasa"ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesi"nin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması; Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince istemine uygun olarak BOZULMASINA; 15.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.