Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/1762
Karar No: 2015/2664
Karar Tarihi: 18.11.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/1762 Esas 2015/2664 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/1762 E.  ,  2015/2664 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “alacak ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.04.2013 gün ve 2012/239 E. 2013/56 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 07.01.2014 gün ve 2013/16878 E. 2014/665 K. sayılı ilamı ile;
    (…Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket ile akaryakıt bayilik sözleşmesi yaptığını, diğer davalının da taahhütname vererek davalı şirkete kefil olduğunu, Rekabet Kurulu tebliğleri uyarınca taraflar arasındaki sözleşmeler 18.09.2010" da sona ereceğinden tarafların 14.09.2010 tarihinde önceki tüm sözleşmeleri sonlandırarak yeni bayilik ve intifa sözleşmeleri imzaladıklarını, ayrıca istasyon otomasyon sözleşmesi de imzalayarak davalı şirkete sabit yatırımlar yapıldığını, ancak davalının yeni sözleşmelere rağmen bayilik sözleşmesini süresinden önce feshettiğini, sözleşmelere göre müvekkilince tahsis edilen menkul malların ve yapılan sabit yatırımların bedelinin tazmininin gerektiğini, müvekkilinin sabit kıymet satış faturasını ve bayilik otomasyon sisteminin demonte edilmesi hizmet bedeline dair faturayı ve sabit kıymetlerin hangileri olduğunu davalıya göndermesine rağmen halen alacaklarının ödenmediğini belirterek, toplam 9.224,93-TL alacaklarının fatura tarihlerinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı şirket yetkilisi, davacı şirketin kendilerine yatırım yapmadığını, iskonto oranını düşük tuttuğunu, haksız rekabet yarattığını, şimdi de 20 yıl önce verilmiş ve bu süre boyunca kullanılmış olan malzemelerin sıfır bedelinin istendiğini, davacı şirket yetkililerinin istasyona gelerek tüm malzemeleri söküp aldığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalı şirketin başka firma ile anlaşması sonucu sabit kıymetlerin ve diğer menkullerin kullanılması ve bundan bir fayda sağlanmasının mümkün olmadığı, yeni şirketin kendi araç ve gereçlerinin kullanılmasını isteyeceği, davacı tarafından bedel istenen hususların sözleşme süresince ve sözleşme gereği yapılan yatırım olup sözleşme sona erdiğinde iktisadi bir değer ifade etmeyeceği, davacının malzemeleri söküp teslim alabilecekken bunu yapmayıp bedel talep etmesinin yerinde olmadığı belirtilerek, yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasındaki 14.08.2010 tarihli "protokol" başlıklı sözleşmenin 8. maddesinde "...Bayilik sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde bayi, kendisine ariyeten verilmiş malları normal kullanımdan doğan yıpranmalar dışında, sağlam ve çalışır vaziyette PO" ya iade edecektir. Şu kadar ki, bu halde PO dilerse ariyet malzeme ve teçhizatın tamamını veya bir kısmını, bu malların kendisine fatura bedelinden, malların bayi tarafından kullanıldığı fiili yıpranma payını düşmek suretiyle tespit edeceği bedel üzerinden bayiye fatura etmek hakkında sahiptir." hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümlenmesinde anılan sözleşme hükmü değerlendirilerek, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…)
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin süresinden önce sona ermesi nedeniyle sözleşme gereğince, ariyet olarak teslim edilen menkullerin ve otomasyon sisteminin demontaj bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı vekili taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin Rekabet Kurulu kararına istinaden sona ermesi nedeniyle bu sözleşmeye ek olarak düzenlenen Ariyet Sözleşmesi ve İstasyon Otomasyon Sistemi Servis Bakım, Automatic ve Lojistik Kart Satış Sözleşmesi gereğince; davalı tarafça iadesi yapılmayan menkuller ile sökülebilir nitelikte olmadığı için iadesi yapılamayan sabit kıymetlerin demontaj hizmet bedelinin ödenmediğini, belirterek toplam 9.224.93TL alacağın fatura tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı şirket temsilcisi şirket adına temsilen kendi adına asaleten; davacı ile bağıtlanan sözleşme uyarınca teslim edilen tüm menkul malların kullanıldığını sözleşmenin feshi üzerine davacının istasyondan tüm malzemeleri söküp aldığını, fatura içeriğini kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davacı tarafından talep edilen sabit yatırım bedelinin sözleşme süresince ve sözleşme gereği yapılması gereken yatırım olup sözleşme sona erdiğinde ekonomik bir diğer ifade etmeyeceği,davacının malzemeleri söküp alabilecekken bunu yapmayıp bedel talep etmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
    Yerel mahkemece, davacının sözleşmeler çerçevesinde; verdiği hizmetin karşılığında davalıya rücu edebileceğini ileri sürerek alacak iddiasında bulunsa da bu tür sözleşmelerin matbu sözleşmeler olduğu, acentelik almak isteyen şahıs veya tüzel kişilere petrol şirketleri tarafından sözleşmelere müdahale şansı tanınmadığı, karşı taraf lehine şartların sözleşmelere konulmadığı, genellikle sözleşmedeki hükümlerin petrol şirketleri lehine olduğu, genel işlem koşullarına aykırı düzenlenen sözleşmelere hakimin müdahale edebileceği de göz önüne alındığında iktisadi değer ifade etmeyen istasyonda fuzuli yer işgal eden malzemelerin ve kullanılmayan otomasyon sisteminin karşılığı olarak fatura düzenlenip, alacak talebinde bulunulmasının usul ve yasaya uygun bulunmadığı gerekçeleriyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
    Direnme kararını, davacı vekili temyize getirmiştir.
    Uyuşmazlık; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin Rekabet Kurumu kararı ile süresinden önce sona ermesi nedeniyle sözleşme gereğince ariyet olarak teslim edilen menkullerin ve demonte masraflarının iadesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte bozma öncesi kararda yer verilmeyen yeni bir gerekçeye dayalı yeni bir hüküm olup olmadığı; hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi).
    Başka bir anlatımla; mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez (Hukuk Genel Kurulunun 26.06.2013 gün ve 2012/9-1892 E., 2013/881 K.; 26.03.2014 gün ve 2013/18-632 E., 2014/394 K. sayılı kararları).
    Somut olayda ise; yerel mahkeme temyize konu kararında, ilk kararının gerekçesinde yer vermediği ve dolayısıyla Özel Daire tarafından değerlendirilmeyen “Davacı vekili dava dilekçesinde her ne kadar davalının imzaladığı sözleşmeler çerçevesinde; müvekkili şirketin verdiği hizmetin karşılığında davalıya rücu edebileceğinin açık olduğunu belirtmişse de; bu kabil sözleşmelerin matbu sözleşmeler olduğu, acentelik almak isteyen şahıs veya tüzel kişilere petrol şirketleri tarafından sözleşmelere müdahale şansı tanınmayarak karşı taraf lehine şartların sözleşmelere konulmadığı, genellikle sözleşmedeki hükümlerin petrol şirketleri lehine olduğu, genel işlem koşullarına aykırı düzenlenen sözleşmelere hakimin müdahale edebileceği de göz önüne alındığında iktisadi değer ifade etmeyen ayrıca istasyonda fuzuli yer işgal eden malzemelerin ve kullanılmayan otomasyon sisteminin karşılığı olarak fatura düzenlenip, alacak talebinde bulunulamayacağı” gerekçesine yer vererek, sözleşme kapsamında dava konusu uyuşmazlığı değerlendirip yeni bir hukuki gerekçeye dayalı olarak "direnme" olarak adlandırdığı kararı vermiştir.
    Mahkemenin "direnme" olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilince yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 19. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 18.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi