3. Hukuk Dairesi 2016/11433 E. , 2018/2103 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile boşandıklarını, davalının çeyiz eşyaları ile ziynet eşyalarını kendisine teslim etmediğini ileri sürerek sayı ve nitelikleri itibariyle tek tek sayılan ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, bu mümkün olmadığı takdirde bilirkişiler tarafından belirlenecek bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının bir kısım ziynet eşyalarını müşterek haneyi terkederken yanında götürdüğünü, bir kısmının ise evlilik birliğinin devamı sırasında davacının rızası ile ve iade şartı olmaksızın müşterek hanenin ihtiyaçları için bozdurularak harcandığını, bir kısım kişisel eşyanın ise kendisinde olup her zaman iadeye hazır olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile adet ve nitelikleri itibari ile tek tek sayılan ziynet ve çeyiz eşyasının aynen iadesi mümkünse aynen, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda toplam bedeli olan 12.948,00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Dava; ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Yasanın, hüküm fıkrasında bulunması gereken unsurları ifade eden HMK."nun 297/2.maddesi uyarınca: “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
3-Somut olayda; davacı dava dilekçesinde, dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiş; mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü kısmen reddi yönünde hüküm kurulmuş; ancak söz konusu faiz talebi hakkında bir karar verilmemiştir.
Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından; hükmün, HUMK"nun 438/7, C2 hükmü ve 6100 Sayılı HMK 370/2 ek 3/1 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci fıkrasındaki "12.948,00 TL"nin" ifadesinden sonra gelmek üzere, "10.000,00 TL"lik kısmının dava tarihi olan 20/05/2014 tarihinden, 2.948,00 TL"lik kısmının ise ıslah tarihi olan 15/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte" ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,07.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.