(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi 2014/571 E. , 2014/8654 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine
2-Davacı, deri atölyesinde işçi olarak çalışırken, haklarını talep ettiği için iş veren tarafından işten çıkartıldığını, kendisine ödenen ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ise eksik olarak cari asgari ücretten hesaplandığını öne sürerek fark kıdem ve fark ihbar tazminatı ile, fark yıllık izin, fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ile her ay primi ödemesi kesilmek suretiyle eksik ödenen ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı davacının kanun dışı grev ile işi bıraktığı halde iyiniyetli davranarak kıdem, ihbar ve yıllık izin alacaklarının ödendiğini, davacının 06.12.2011 tarihinde davalıyı ibra ettiğini, kaldı ki tüm işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davacının hizmet akdinin işverence yazılı bir fesih bildirimi bulunmadan ve davacının kanunsuz greve katıldığına dair herhangi bir tutanak, resmi makam yazısı veya mahkeme kararı bulunmadan, haklı bir sebep olmadan işveren tarafından feshedildiği, dosyada .... Noterliğince onaylanan belgede davacının ödenmeyen işçilik alacakları sebebi ile evvelce işverene ihtar çektiği bunun üzerine işverence işten çıkartıldığı, kendisine ibra etmesi şartı ile alacaklarının ödenebileceğinin söylendiği, davacının ailesini geçindirmek zorunda olması sebebi ile her ne kadar gerçek iradesini yansıtmasa da dosyada bulunan ibranameyi imzaladığı, aynı gün içerisinde fakat sonraki yevmiye numarasına sahip olan ihtarname ile gönderdiği, davacının bazı işçilik alacaklarını bir an evvel alabilmek amacı ile işvereni ibra ettiği ve ibra sözleşmesinin alınan tanık beyanları ile birlikte sabit olmakla davacının gerçek iradesini yansıtmadığı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında kıdem tazminatına yürütülen faizin başlangıcı uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin onbirinci fıkrası hükmüne göre, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. İş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu ve yaşlılık aylığı bağlandığını belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarihtir.
Yaşlılık aylığı bağlandığına ilişkin belge işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için faiz başlangıcı sayılmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin yapıldığı tarihtir.
İşe iade davası sonrasında işçinin süresi içinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmadığı tarih fesih tarihi olmakla, kıdem tazminatı bakımından faiz başlangıcı da, işçinin işe alınmayacağının açıklandığı tarih ya da bir aylık işe başlatma süresinin sonudur.
Kıdem tazminatı ödenmekle feri hak olan faiz hakkı da son bulur. Ancak kıdem tazminatının kısmen ödenmiş olması durumunda son taksit ödeninceye kadar faiz hakkı saklı tutulabilir. Davanın açılması da ihtirazi kayıt anlamındadır.
Kıdem tazminatına uygulanması gereken faizi düzenleyen ilgili hükümde özel banka ile kamu bankası ayrımı yapılmamıştır. Yasada, “uygulanan en yüksek faiz” sözcüklerine yer verilmiş olmakla sözü edilen faiz oranının uygulanıp uygulanmadığı tespit olunmalıdır. Bankaların belli dönemlerde T. C. Merkez Bankasına uygulayabileceklerini bildirdikleri faiz oranı filen uygulanmış olmadıkça ücret dikkate alınmaz.
Bankaların uyguladıkları faiz oranları bir ya da birkaç aylık veya bir yıllık vadelerle belirlenmektedir. Bunlardan en uzun vade bir yıl olup, en yüksek faiz oranı da bir yıllık mevduata uygulanmaktadır. Bu durumda kıdem tazminatı için uygulanması gereken faiz, ödeme gününün kararlaştırıldığı ya da temerrüdün gerçekleştiği zamanda bankalarca bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı olmalıdır. Aynı miktar için ikinci yılın başlangıcındaki en yüksek banka mevduat faizinin belirlenerek uygulanması, gecikme daha da uzunsa takip eden yıllar için de aynı yönteme başvurulması gerekir. Yıl içinde artan ve eksilen faiz oranları dikkate alınmaz. Yıllar itibarıyla faiz oranları değişebileceğinden kararda faiz oranının gösterilmemesi gerekir.
Dava dilekçesinde belli bir faiz oranı ya da başka bir faiz türü gösterilmişse, istekle bağlılık kuralından hareket edilerek bu faiz oranını aşmayacak şekilde faize karar verilmelidir.
Kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini kabul eden işçi, bu konuda iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürüp kanıtlamadığı sürece faiz hakkından vazgeçmiş sayılır. Taksitlerin zamanında ödenmesi durumunda ayrıca faize hak kazanılamaz. Bu konuda daha sonraki taksitlerin ödemesi sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmesinin sonuca bir etkisi yoktur. Ancak, taksitlerden bir ya da bazılarının gününde ödenmemesi durumunda hak kazanılan kıdem tazminatının tamamı için faize karar verilmelidir. İşçinin taksitli ödemeyi öngören ödeme planını kabulü, ancak taksitlerin gününde ödenmesi halinde işveren yararına sonuç doğurur. Taksitler gününde ödenmediğinde işçinin taksitli ödeme anlaşmasıyla bağlı olduğunda söz edilemez. İşçi, işverence anlaşmaya uyulacağı varsayımı ile taksitli ödemeyi kabul etmiş sayılmalıdır. İş hukukunda işçi yararına yorum ilkesi de bunu gerektirir. Bu itibarla, kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini öngören anlaşmanın işverence ihlali halinde işçi, kıdem tazminatının tamamı için fesih tarihinden itibaren faize hak kazanır. Daha önce yapılan ödemeler de Borçlar Kanununun 84 üncü maddesi uyarınca öncelikle faize ve masraflara sayılmalıdır.
Kıdem tazminatı faizi gecikme faizi niteliğinde olduğundan, faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Dairemiz kararları bu yönde kökleşmiştir. Faiz alacağı başlı başına icra takibi ya da davaya konu olmuş olsa dahi, faiz niteliğini kaybetmediğinden ayrıca faize hak kazanılamaz.
Somut olayda mahkemece, hüküm altına alınan kıdem tazminatı bölünerek, dava dilekçesinde talep edilen miktara fesih; ıslah dilekçesinde talep edilen miktara ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi hatalı ise de yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden karar bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hüküm fıkrasının 2.bendinin tamamen hükümden çıkarılarak yerine,
"2- 3.385,17 TL net kıdem tazminatına aktin fesih tarihi olan 05.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine " rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, kararın bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 21/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.