10. Hukuk Dairesi 2019/2584 E. , 2019/5063 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
KARAR
Dava, davacının yaşlılık aylığına konulan ihtiyati haczin kaldırılması ve kesintilerin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacının emekli maaşına ihtiyati haciz konulan takip dosyasıyla, prim borçlusu Ltd. Şti."ye ait 2005/10-2006/9 dönemlerine ait borçların tahsilinin davacıdan talep edildiği, 17.08.2005 tarihinden itibaren 3 yıllığına davacının şirket müdürü olarak tayin edildiği, borç dönemlerinde davacının telsim ve ilzam yetkisinin olduğu, nüfus adres veri kayıt sisteminde davacının yerleşim yeri olarak gözüken adresine ve Ticaret Sicil Müdürlüğünden temin edilen adreslerine, ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı ancak tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır.
Davacı, şirkete ait borcun ortaklardan ve kanuni temsilcilerden tahsil edilebilmesi için; prim borçlusu şirketten kısmen veya tamamen tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gerektiğini, ihtiyati haciz konulabilmesi için de ödeme emrinin tebliği gerektiğini iddia ederek, emekli maaşına konulan ihtiyati haczin kaldırılarak kesintilerin iadesini talep etmektedir.
Davalı Kurum ise ,davacıya ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı ancak adreslerden birinin yerleşim yeri adresi olmasına rağmen tebliğ edilemediğini, ihtiyati haczin şartlarının oluştuğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ödeme emri tebliğ edilmeden ve takip kesinleşmeden davacının maaşına haciz konulması şeklindeki Kurum işleminin hukuka aykırı olduğu tespiti yapılarak, ihtyati haczin ve aylıktan kesinti yapan işlemin iptaline yapılan kesintilerin kesinti tarihlerinden itibaren yasal faizi ile davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
İhtiyati haciz yolu, kamu alacağının tahsil güvenliği için öngörülmüş yasal yöntemlerden biri olup ihtiyati haciz uygulanmasına neden olacak durumlar, 6183 sayılı Yasanın 13. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır.
İhtiyati haciz işleminin ise, borçluya ait taşınır, taşınmaz mallar ile alacak ve haklarından, kamu alacağına yetecek kısmı üzerine, “haczin ne suretle yapılacağına dair olan” 6183 sayılı Yasanın 62 ve devamı maddeleri uyarınca derhal uygulanacağı, aynı yasal düzenleme içeriğinde düzenlenmiştir. 6183 sayılı Yasanın 15. maddesinde, ihtiyati hacze itiraz konusunda açılacak dava süresi ve usulü belirtilmiş ve anılan madde uyarınca açılacak davada, ihtiyati haczin bu konuda öngörülen usule aykırı biçimde gerçekleştirildiği veya 6183 sayılı Yasanın 13. maddesinde belirtilen ihtiyati haczi gerektirir nedenlerin bulunmadığının dile getirilebileceği öngörülmüştür. Bu kapsamda, ihtiyati haciz kararına karşı açılan davada, borç miktarı, zamanaşımı gibi konulara ilişkin itirazların hükme bağlanmasına olanak bulunmamaktadır.
Mahkemece, ihtiyati haciz kararının usul ve esası yönünden yukarıda belirtilen sınırlamalar çerçevesinde yapılacak incelemeyle ihtiyati haciz işleminin 13. maddede belirtilen şartları taşıyıp taşımadığı irdelenmeksizin, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.