19. Hukuk Dairesi 2015/11300 E. , 2016/2075 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince süresi içerisinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin ortağı olduğu ... ile davalı banka arasında düzenlenen 100.000 TL bedelli kredi sözleşmesini şirket adına hareket ettiğini düşünerek imzaladığını, bankanın gönderdiği ihtarnamenin müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin ... Bankasında bulunan şahsi hesabına bloke konulduğunu, imzalanan kredi sözleşmesinin tamamen ingilizce hazırlandığını ve imza edildiğini, müvekkilinin ingilizce bilmediğini, sözleşmeyi de şirket adına hareket ettiğini düşünerek imzaladığını, müvekkilinin sözleşmeyi imzalarken esaslı hataya düştüğünü ileri sürerek, müvekkilinin 06.06.2013 tarihli kredi sözleşmesi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini ve bloke konulan 67.377 TL"nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 06.06.2013 tarihli sözleşmede davalının 125.000 TL limitle müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, ödenmeyen ve kat edilen kredi borcu nedeniyle sözleşmenin takas ve mahsup hakkını düzenleyen hükmü uyarınca davacının hesabına yatan paraya bloke konulduğunu, bloke konulan miktarın ise 44.018,60 TL olduğunu, hata iddiasını kabul etmediklerini, müvekkilinin taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye uygun davrandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının sözleşmede müteselsil kefil olmayı kabul ettiğine dair ibareyi ingilizce olarak el yazısı ile yazarak imzaladığı, davacının şirketi temsil yetkisi bulunmadığı ve sözleşmeyi kendi şahsı adına imzaladığının kabulü gerektiği, sözleşmede esaslı hata yapıldığı iddiasının yerinde görülmediği, asıl borçlunun 14.999,77 TL kredi kartı, 38.758,41 TL taşıt kredisi, 5.225,00 TL gayri nakit borcundan davacının kefil sıfatıyla imzaladığı kredi sözleşmesi kapsamında sorumlu olduğu, davalı bankanın 23.01.2014 tarihinde 44.020,10 TL yi mahsup etmesinin hukuka ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıda bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava davacının müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu genel kredi sözleşmesindeki borçtan dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve bloke edilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Davacının sözleşmede tebligat yapılacak adresi yazılmamış olup, davacı tarafından vekaletnamede belirtilen adresine hesap kat ihtarnamesinin tebliğinin yapılmamış olması nedeniyle Türk Borçlar Kanununun 117. maddesi uyarınca davacı usulüne uygun temerrüde düşürülmediğinden temerrüt faizinden sorumlu tutulamaz. Yine müteselsil kefil davacının davalı banka tarafından asıl borçluya verilen beş adet çek yaprağı ile ilgili olan gayri nakdi alacağın tahsilini talep edebilmesi için taraflar arasındaki sözleşmede açık hüküm bulunması gerekir. Mahkemece bu hususun araştırılıp tartışılmaması da doğru görülmemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporu ise banka kayıt ve defterleri üzerinde inceleme yapılmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme ile düzenlenmiş olup, içerik itibariyle de yetersizdir. Mahkemece konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile banka kayıt ve defterleri de yerinde incelenmek suretiyle yukarıda açıklanan nedenler de göz önüne alınarak denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi incelemesi ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.