7. Hukuk Dairesi 2014/844 E. , 2014/8639 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 24/10/2013
Numarası : 2008/174-2013/776
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1.Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2.Davacı vekili, davacının 09.03.2006-20.10.2007 tarihleri arasında çalıştığını sözleşmesinin haksız feshedildiğini ihbar tazminatının ödenmediğini iddia ederek ihbar tazminatı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununda 32 nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Somut olayda davacı dava dilekçesinde ücret miktarı belirtmemiş sadece ihbar tazminatı alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ücretin net 1255,00 TL olduğunu, kıdem ve ihbar tazminatının da bu ücret üzerinden 2976,54 TL olarak ödendiğini savunmuştur. Davacı 18.01.2011 tarihli replik dilekçesi ile ücretinin net 2700,00 TL olduğunu, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu, kıdem tazminatının eksik ücret üzerinden ödendiğini ve ihbar tazminatının ödenmediğini, 1255,00 TL ücret alsa bile kıdem ve ihbar tazminatı toplamının 4878,00 TL olması gerektiğini, davalının cevap dilekçesinde hem kıdem hem de ihbar tazminatına karşılık 2976,54 TL’nin tam ödendiğini savunsada gerçeği yansıtmadığını iddia etmiştir. Davacı tanıklarından H.. M.. davacının söylediğine göre 2700,00 TL, diğer tanık E.. ise 2800,00 TL ücret aldığını beyan etmiştir. Emsal ücret araştırmasında T.. Sendikası 1800-2200 TL, Antalya Ticaret Odası ise 850-950 TL ücret alabileceğine dair cevap vermiştir. Mahkemece davacı tanıklarına itibarla ücretinin net 2700,00 TL olduğu kabul edilmiştir.
Ücretin emsal ücret araştırması yazıları dikkate alınmadan davacı tanık beyanlarına göre 2700,00 TL net olarak kabul edilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 21/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.