13. Hukuk Dairesi 2015/22060 E. , 2017/11136 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, avukat olduğunu, davalının vekili olarak ... 17. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/180 Esas sayılı dosyası ile ... 7. İcra Müdürlüğü"nün 2010/5120 - 6270- 7839 - 9582 - 11415- 13887 Esas sayılı dosyalarında davalıyı temsil ettiğini, davalının hiç bir haklı neden yok iken 10.02.2012 tarihli azilname ile kendisini azlettiğini, azil nedeni ile hem yukarıda mahkemesi ve esas numarası verilen dava dosyasından hem de icra dosyalarından doğan vekalet alacağını alamadığını, aralarında avukatlık ücretine dair bir sözleşme bulunmadığını, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu 164/4 ve 164/son gereği hesaplanan vekalet ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı avukatın sigortalı olarak temsil hizmetini yerine getirdiğini, 07.02.2012 tarihinde imzaladığı belge ile de davalının tarafı olduğu dava dosyalarında başka bir avukat tarafından temsiline muvafakat vermiş olduğunu, davacı vekilin davalıyı temsil ettiği dosyalarda da karşı taraftan alınacak vekalet ücretlerinin henüz tahsil edilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının ... 25. İcra Müdürlüğünün 2013/10628 Takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 16.450,00 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin ve icra inkar tazminatı isteğinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının temyizi yönünden; Dava, haksız azilden kaynaklanan akti ve karşı yan vekalet ücretine ilişkindir. Avukatlık Kanununun, 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil Avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir. Güncel içtihatlarımız gereği de haksız azil halinde karşı yan ücretine hükmedilmesi için tahsil edilebilirlik koşulları aranmaz.
Yine aynı kanunun 164/son fıkrasında ise dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı hükmü öngörülmüştür.
Somut olaya bakıldığında; ... 17. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/180 Esas sayılı dosyası ile ... 7. İcra Müdürlüğü"nün 2010/5120-6270-7839-9582-11415-13887 esas sayılı dosyalarını davacı avukatın başka bir avukat vekil tayin edilene kadar takip ettiği anlaşılmaktadır. Davalı avukatın haksız olarak azledilmiş sayıldığı mahkemenin de kabulünde olduğuna göre, tamamlanmamış işlerden ücret isteyebileceğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece, Avukatlık Kanununun 174 ve 164/son maddesi birlikte değerlendirilerek davacı tarafından takip edilen ... 7. icra müdürlüğünün icra dosyaları yönünden de davacının talebi değerlendirilerek vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-İİK.nun 67/2. maddesi hükmünce icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Bunlardan ayrı olarak alacağın likit ve belli olması da gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenebilmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi mümkün nitelikte bulunması yeterli olup, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İcra İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Açıklanan yasal kurallar ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken mahkemece yanlış değerlendirme sonucu bu istemin reddine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 815,00 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan 27,70 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.