11. Ceza Dairesi 2016/4074 E. , 2018/4848 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanıklar ... ile ... hakkında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan hükme yönelik sanıklar ... müdafi ve ...’in temyiz itirazları ile katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1- Şişli Vergi Dairesi Müdürlüğünün 904 035 8247 vergi numaralı mükellefi olan ...Ltd. Şti"nin ortakları olan sanıklar hakkında 2007-2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçunu işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında, sanıklar ... ile ..."ın şirket işleriyle ilgilerinin bulunmadığı, iş bulmak amacıyla başvurdukları kişiler tarafından kandırılarak adlarına şirket kurulduğunu savunmaları karşısında; sahte fatura düzenlemek suçunda suçun maddi konusunun fatura oluşu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de, alım-satım ya da hizmet ifasının belgesi olan faturaların, Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, sanıkların düzenlediği iddia olunan faturaların asılları veya onaylı örneklerinin de dosya içerisinde bulunmadığı görülmekle, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi bakımından; suça konu fatura asılları ya da onaylı suretlerinin duruşmaya getirtilip incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, sanıkların ortağı oldukları şirketin düzenlemiş olduğu faturaları kullanan mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılması, bu şirket yetkilileri hakkında sahte fatura kullanmaktan dava açılmış olup olmadığı belirlenip, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi; faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları kullanan mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoku olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması; sanıklar ... ve ..."ın savunmasının doğru olup olmadığının tespiti bakımından, faturaları kullanan şirket yetkililerinin CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanıkların bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,faturalarda yer alan imza ve yazıların sanıklara ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonucuna göre toplanan tüm deliller değerlendirilip sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturması, ancak aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Sanıklar hakkında 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura eyleminden dava açılmış olmasına karşın hangi yıl için olduğu belirtilmeden tek mahkumiyet kararı verilmesi, yasaya aykırı
c) Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanıklar ... ve ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 22.05.2018 tarihinde oybirliğiyle ile karar verildi.