Esas No: 2016/6241
Karar No: 2017/7559
Karar Tarihi: 10.10.2017
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/6241 Esas 2017/7559 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 2002-2012 yılları arasında geçen çalışmalarına ait sigorta primlerinin aldığı maaş üzerinden yatırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili ve davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 22.10.2002- 28.02.2012 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde geçen çalışmalarına ilişkin prime esas kazançlarının gerçek ücreti üzerinden tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının davalı işveren yanında çalıştıı sürede 2012/1. ve 2. aylara ait net prime esas ücretinin 2100 TL olduğunun tespitine, fazlaya dair talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 24.10.2002- 27.02.2012 tarihleri arasında kesintisiz davalı işyerinde çalıştığı, çalışmalarının Kuruma çoğunlukla asgari ücretten bildirildiği, davacının işçilik alacakları dosyasında davacının son ücretinin net 2100 TL olduğunun kabulü ile hüküm kurulduğu, taraflar temyiz etmediği için hükmün kesinleştiği, TUİK" ten yapılan emsal ücret araştırmasında 2006 yılı Kasım ayı için aylık ortalama brüt ücreti 1137 TL, 2010 yılı Kasım ayında ise ortalama brüt ücreti 1508 TL olduğunun bildirildiği, bilirkişi raporu alındığı, ihtilaflı dönem bordrolarının istenmediği, tanık dinlenmediği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 77. maddesinde prime esas gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin işçinin yaşı, kıdemi, meslek durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerektiği Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olayda, TÜİK" in bildirdiği emsal ücretin üzerine gerekçe ve dayanakları bildirilmeksizin itibar edilmesi, ayrıca bordro tanığı dinlenmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarını istemek, mahkemece resen seçilecek bordro tanıklarını dinlemek, işyerinin kapsam ve kapasitesini belirlemek, TÜİK in belirlediği emsal ücretlerin üzerine hükmedilecekse gerekçe ve dayanaklarını ayrıntılı şekilde bildirmek, elde edilecek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı ve davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 10.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.