23. Hukuk Dairesi 2014/10474 E. , 2015/169 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki yargılanmanın yenilenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, 05.04.2009 tarihli genel kurulun 10. maddesinde, 30.06.2009 tarihine kadar ödediği şerefiye ve gecikme bedelleri için katılım payları hariç bir dairenin maliyeti olan 42.000,00 TL"yi 2009 yılı Aralık ayı sonuna kadar tamamlayan üyelerin tapularının verilmesi, tapularını alan üyelerin kooperatifçe alınan krediden dolayı uğrayabilecekleri zararın kooperatif tasfiye kurulunca ve tapularını almayan üyelerce karşılanması kararı alındığını, müvekkilleri ve dava dışı pek çok üyenin 2009 yılı Aralık ayı sonuna kadar bir dairenin maliyeti olan 42.000,00 TL"yi ödeyerek tapularını aldıklarını, son yapılan 26.02.2011 tarihli genel kurulda herbir ortak için 7.120,00 TL"nin 17.03.2011 tarihine kadar bankaya ödenmesi yönünde alınan ve 05.04.2009 tarihli genel kurulun 10. maddesini hiçe sayan bu kararın mutlak butlanla batıl olduğundan bahisle açtıkları davanın yargılaması devam ederken davalı kooperatif vekilinin 19.02.2013 tarihli celsede 05.04.2009 tarihli genel kurul kararının 10. maddesinin ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/443 Esas sayılı dosyası ile mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine karar verildiğini beyan ettiğini, bu şekilde davayı öğrendiklerini, HMK"nın 376. maddesi uyarınca yargılamanın iadesini isteme hakları olduğunu, söz konusu davanın müvekkillerini zararlandırmak amacıyla hileli ve muvazaalı olarak ve 26.02.2011 tarihli genel kurulun iptali için açılan davanın derdest olduğunu bilerek kooperatifle diğer davalıların anlaşması ile açıldığını, mahkemenin de derdest olan bu dava dosyasını incelediğini belirtmesine rağmen birleştirme kararı vermeden veya bekletici mesele yapmadan karar verdiğini, 200 kişilik bir kooperatifte dosyaya gerekli bilgi ve belgeler gelmeden, kooperatif üyelerinin 05.04.2009 tarihli genel kurul kararının 10. maddesine göre yükümlülüklerini yerine getirip getirmedikleri tespit edilmeden ve yine gerekirse bilirkişi incelemesi yapılmadan muvazaalı olarak hareket ettiklerini, iptali istenen gerekçesinde belirtilen maddelerin açılan dava ile de ilgisi olmadığını ileri sürerek, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/443 Esas ve 2013/87 Karar sayılı hükmünün iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, yargılamanın iadesi sebeplerinin sınırlı sayıda olup davacının dava dilekçesinde belirttiği hususların kanunda sayılan sebeplere dayanmadığını, yargılamanın iadesi için öngörülen üç aylık sürenin hilenin öğrenildiği tarihten itibaren başladığını, davanın açıldığına dair bilginin tüm üyelere 28.01.2012 tarihli genel kurul toplantısında verilmiş olup genel kurul toplantısı yapılacağının gazetede ilan edildiğini ve üyelere taahhütlü mektupla bildirildiğini, davanın üç aylık süre içerisinde açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların iade talebine konu olan davadan üç ayı çok aşkın süre önce haberdar olduklarının anlaşıldığı, davacıların da üyesi bulunduğu kooperatifin 28.01.2012 tarihli genel kurulunun gündeminde tasfiye kurulunun yıllık çalışma raporunun bulunduğu ve bu raporun hukuki faaliyetler bölümünde de ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/443 Esas sayılı dava dosyasının yargılamasının devam etmekte olduğunun bildirildiği, bahse konu genel kurula ilişkin olarak davacıların tamamına 26.12.2011 tarihli tebligat gönderme listesi doğrultusunda taahhütlü mektupla bildirimin yapıldığı, ..."nin 10.10.2011 tarihli sayısında "bazı üyelerin kooperatifin 05.04.2009 tarihli genel kurulunda 10. gündem maddesi ile alınan kararın iptali için mahkemeye başvurulduğu, duruşmasının 25.10.2011 tarihinde yapılacağı" hususlarının ilan edildiği, 26.12.2011 tarihli gazete ilanında 28.01.2012 tarihli kongrenin gündem maddeleri ile beraber tüm üyelere bildirildiği, bu haliyle davacıların 28.01.2012 tarihli genel kurulundan dolayısıyla işbu iadesi istenen davadan haberdar olmadıklarını iddia etmelerinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle, davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nın 376. maddesi “Davanın taraflarından birisinin alacaklıları veya aleyhine hüküm verilen tarafın yerine geçenler, borçluları veya yerine geçmiş oldukları kimselerin aralarında anlaşarak, kendilerine karşı hile yapmaları nedeniyle hükmün iptalini isteyebilirler.” hükmünü; 377/c maddesi ise "Yargılamanın iadesi süresi; yeni belgenin elde edildiği veya hilenin farkına varıldığı tarihten itibaren üç ay ve her halde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır." hükmünü içermektedir. Mahkemece, davacıların ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/443 Esas sayılı dosyasının mevcudiyetini öğrendikleri tarihten itibaren 3 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği kabul edilmiştir. Davacılarca 2011/443 Esas sayılı davanın mevcudiyetinin öğrenildiği varsayılsa bile, davacıların tarafı olmadıkları bu davanın içeriğini, safahatini, dolayısıyla bu davanın açılması ve sonuçlanmasının hileye dayalı olduğunu öğrenmeleri mümkün olmayacaktır.
Bir kısım davacılarca 26.02.2011 tarihli genel kurul kararının iptali istemi ile .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/488 Esasına açılan davada, Dairemizin bozma ilamından sonra 23.10.2012 ve 25.12.2012 tarihlerinde duruşma yapılmış olup, 14.09.2011 tarihinde 05.04.2009 tarihli genel kurulun 10. maddesinin iptali istemiyle açılan 2011/443 Esas sayılı davayı yine kooperatif vekili sıfatıyla temsil eden davalı kooperatif vekilince bozma kararından sonra yapılan bu duruşmalarda diğer 2011/443 Esas sayılı davadan hiç söz edilmemiş, anılan diğer davanın karara çıktığı 15.02.2013 tarihinden sonra 2012/448 Esas sayılı davada yapılan 19.02.2013 tarihli duruşmada 05.04.2009 tarihli genel kurulun 10. maddesinin mahkemenin 2011/443 Esas sayılı davası ile mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine karar verildiği beyan edilmiştir. Mahkemece, davacıların hileyi ilk defa 19.02.2013 tarihinde öğrendikleri, buna göre işbu davanın süresinde açıldığının kabulü ile uyuşmazlığın esasının incelenip HMK"nın 376. maddesi uyarınca işbu davanın davacılarının aktif davacı sıfatını mahkemenin 2012/488 Esas sayılı davası sonucunun belirleyeceği gözetilerek bu dosyanın sonuçlanmasının beklenmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.