13. Hukuk Dairesi 2016/12457 E. , 2017/11090 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı davalı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili avukat ... ile davalı Asil ... ve vekili avukat ..."in gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, yüklenici şirket ile davalı arasında 29/06/2009 tarihli adiyen düzenlenen sözleşme ile davalıya 3 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölümün satışının kararlaştırıldığını, diğer davacılar olan şirketin ortakları ile davalı arasında ayrıca herhangi bir sözleşme düzenlenmediğini, davalı tarafından ... 14. İcra Müdürlüğü"nün 2012/195 E sayılı dosyasında söz konusu sözleşme ve bu sözleşme kapsamında ödendiği iddia olunan satış bedelinin iadesi amacıyla takip yapıldığını, takipte istenen asıl alacak 52.500,00 TL"nin şirkete ödendiği hususuna bir itirazları bulunmadığını, ancak diğer davacılar yönünden yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığını ve şirket yönünden takibe konu edilen işlemiş faizinde talep edilemeyeceğini ileri sürerek; söz konusu takip nedeniyle ... ve ... yönünden takip nedeniyle borçlu olmadıklarının ayrı ayrı tespitine, şirketin ise talep edilen 61.887,37TL işlemiş faiz yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacılar ... ve ..."ün ... 14. icra müdürlüğünün 2012/195 Esas sayılı dosyasında borçlu bulunmadıklarına ilişkin istemin asıl alacak 52.000,00 TL yönünden reddine, tüm davacıların takip dosyasında 61.887,37 TL işlemiş faiz borcu bulunmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda mahkemece hüküm kurulurken kısa kararda "Davacılar ... ve ... ün ... 14 icra müdürlüğünün 2012/195 esas sayılı dosyasında borçlu bulunmadıklarına ilişkin istemin asıl alacak 52.500,00 TL yönünden reddine,” denilmiş, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise kısa karardan farklı olarak "Davacılar ... ve ... ün ... 14 icra müdürlüğünün 2012/195 esas sayılı dosyasında borçlu bulunmadıklarına ilişkin istemin asıl alacak 52.000,00 TL yönünden reddine,” denilmiş olmakla kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşmuş olup, bu ise az yukarıda açıklandığı üzere usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma şekil ve sebebine göre tarafların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbilerine ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde davacılara iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.