Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/13135 Esas 2016/2052 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13135
Karar No: 2016/2052
Karar Tarihi: 10.02.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/13135 Esas 2016/2052 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalı şirket ile dava dışı bir şirket arasındaki borcun tasfiyesine ilişkin bir protokol gereğince davalının üstlendiği borcun tahsili için ilamsız icra takibi yapmıştır. Ancak davalı, protokolün kayıtsız ve şartsız bir borç ikrarını içermediğini iddia ederek itiraz etmiştir. Mahkeme, davalının üstlendiği borç miktarının 680.000 TL olduğunu, bunun 160.000 TL'sinin ödendiğini, ancak bakiye 520.000 TL'sinin ödenmediğini belirleyerek davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Daire, davacı ve davalı arasındaki sulh sözleşmesi sonucunda davayı sonlandırmıştır.
İlgili Kanun Maddeleri:
- Avukatlık Yasası'nın 35. maddesi
- Borçlar Kanunu'nun 162. maddesi
- Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi
19. Hukuk Dairesi         2015/13135 E.  ,  2016/2052 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki itirazın iptali ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı-karşı davalı vekili tarafından duruşmasız, davalı-karşı davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı-karşı davacı vekili Av. ..."nun gelmiş olmasıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili şirket ile asıl borçlu ve davalı şirket arasında dava dışı asıl borçlu Akçın..Ltd. Şti.nin müvekkiline ait borcunun tasfiyesine ilişkin olarak imzası davalı şirketçe inkar edilmeyen 11.07.2011 tarihli Avukatlık Yasası"nın 35. maddesi gereğince cari hesap tasfiyesine ilişkin protokolden doğan bakiye 520.000 TL nin tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, karış davada davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin dava dışı ..."in borcunu taahhüt ettiğine dair protokolde bir hüküm bulunmadığını, söz konusu protokolde borcun nakli değil BK"nın 162. maddesi hükmü uyarınca alacağın temlikinin söz konusu olduğunu, davacı tarafa bu protokole istinaden yapılan toplam 160.000 TL ödemenin asıl borç ilişkisi sona erdiğinden iade edilmesi gerektiğini savunarak, asıl davanın reddi ile karşı davada protokole istinaden yapılan haksız ödeme meblağı 160.000 TL"nin davacıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; dava dışı ..."nin davacıya olan borçlarının, taraflar arasında 11/07/2011 tarihinde imzalanan "cari hesap tasfiyesine ilişkin protokol" gereğince davalı tarafından üstlenildiği, davalının üstlendiği borç miktarının 680.000 TL olduğu, bunun 160.000 TL sinin ödendiği, ancak bakiye 520.000 TL sinin ödenmediği, davacının önce borcu üstlenip bir kısmını da ödedikten sonra protokolün kayıtsız ve şartsız bir borç ikrarını içermediğini iddia etmesinin taraflar arasındaki protokole aykırı olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 2.maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu, davalı temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz alacağı talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne ve karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dairemiz 24.06.2015 tarihli ve 2014/12718 E. ve 2015/9378 K. sayılı geri çevirme kararı üzerine davacı-karşı davalı vekilinin 01.07.2014 tarihli temyize cevap dilekçesi ekinde bir örneği sunulan 15.05.2014 tarihli Sulh ve Ödeme Sözleşmesinin aslı davacı-karşı davalı vekilinin 14.09.2015 havale tarihli dilekçesi ekinde gönderilmiştir. İş bu sözleşmenin içeriğinden dava konusu takip dosyası hakkında tarafların sulh oldukları anlaşılmıştır. Davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olan bu sözleşmenin değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı-karşı davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.