11. Hukuk Dairesi 2019/1160 E. , 2020/648 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 14/01/2019 tarih ve 2017/534-2019/60 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin murisi ...’nın davalı şirkette 2003-2005 yılları arasında alt acente olarak çalıştığını, davalının tahsil edilen poliçe primlerine teminat olmak üzere her poliçe tesliminde yaklaşık primleri karşılayacak şekilde muris ...den bono aldığını, murisin düzenlediği poliçelerin primlerini makbuz karşılığı peyder pey davalı şirkete teslim ettiğini, iş ilişkisi devam ettiği için de teminat olarak verdiği bonaları geri almadığını, 25/03/2005 tarihi itibariyle davalıya bu şekilde ödenen para toplamının 70.337 TL olduğunu, davalının söz konusu bonoları Konya 8. İcra Müdürlüğü"nün 2005/3124 E. ve 2005/7164 E. sayılı takip sayılı dosyaları ile takibe koyarak yeniden tahsil etme yoluna gittiğini, müvekkilinin eşi tarafından açılan menfi tesbit davasının reddedilip Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleştiğini, davalının müvekkili tarafından açılan menfi tespit davasına karşı dava olarak açtığı bakiye alacağının tahsili davasının ise bozmadan sonra feragat nedeniyle reddedildiğini, davalıya makbuz karşılığında ödenen paraların senede bağlanmış borca karşılık olup müvekkilinin murisinin davalıya başka borcu bulunmadığını, muris tarafından belge karşılığı yatırılan 70.337,00 TL"nin davalı yönünden sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini ileri sürerek, 70.337 TL’nin 25/03/2005 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının murisi ... ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkinin 21/12/2002- 30/09/2005 arasında sürdürüldüğünü, son ödemenin yapıldığı tarihten bu güne kadar 5 yıldan fazla süre geçtiğini, 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının tüm iddiaları daha önce açılan menfi tespit davasında incelenerek hüküm kurulduğundan kesin hüküm nedeni ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafa 2002-2005 dönemi ticari defterlerinin sunulması için kesin süre verildiği, kesin süre içinde davalı tarafından ilgili ticari defterlerin saklama süresinin dolması nedeniyle imha edildiği beyan edilerek ticari defterlerin ibraz edilmediği, bu nedenle defterler üzerinde yeni bir inceleme yapılamadığı, 6100 sayılı TTK"nın 82. maddesi ile ticari defter ve belgelerin saklama süresinin 10 yıl olarak belirlendiği, bu durumda defterlerin ibraz edilmemesinin hakkaniyet gereği davalının aleyhine değerlendirilemeyeceği, zira taraflar arasında süregelen uyuşmazlıklara ilişkin dava dosyalarına da ticari defterler ibraz edilerek rapor tanzimi sağlandığı, davalının defterleri gizleme gayretinde olmadığı, mevcut dosya kapsamı ve delil durumuna göre de mükerrer ödemenin olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 22/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.