10. Hukuk Dairesi 2018/5207 E. , 2019/5037 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
KARAR
Dava, icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı avukatınca istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine dair karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacı Kurum avukatı tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Hüseyun ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM: Davacı Kurum, yersiz ödenen aylıkların tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP: Davalı tarafça cevap dilekçesi verilmemiş, duruşmada davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“1-Davalı tarafından Yalova İcra Müdürlüğünün 2014/21330 Esas sayılı takip dosyasının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, 2-İcra İnkar tazminatı talebinin reddine,” dair hüküm kurulmuştur.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI: Alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden, icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığı ve mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından bahisle istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ: Davalı Kurum avukatı, icra inkar tazminatı verilmesini talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Öte yandan, alacağın likit ve belli olması gerekir. Başka bir ifade ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği öngörülmüştür. Söz konusu hüküm 02.07.2012 kabul, 05.07.2012 resmi gazete yayınlanma tarihi itibariyle 6352 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile değiştirilerek %40 olan icra inkar tazminatı %20’ye düşürülmüştür.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; takip konusu asıl alacağın likit, yani belirgin olması karşısında, borçlunun, hükmedilen miktar üzerinden hesaplanacak asgari % 20 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken; yanılgılı şekilde, alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle yazılı şekilde icra inkar tazminatına yönelik istemin reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesince verilen hükmünün BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.