7. Hukuk Dairesi 2013/26262 E. , 2014/8571 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Gölhisar Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 24/09/2013
Numarası : 2012/181-2013/226
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, davalının bilgisi dahilinde emekli olmak için 29.10.2011 tarihinde iş akdini feshettiğini, ödeme yapılmaması üzerine 23.10.2012 tarihli ihtarnamenin çekildiğini belirterek kıdem tazminatı ve birtakım işçilik alacaklarını talep etmiştir.
Davalı, davacının işten haklı bir neden belirtmeden ayrıldığını, emekliliğini bildirmediğini ve başka yerde işe başladığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, her ne kadar davacı vekili, müvekkilinin hatasına dayalı, özellikle müvekkilinin emekli olduğunu düşünerek iş akdini feshetmesi nedeniyle, İş Kanununda belirtilen haklı fesih şartlarının gerçekleştiğini, bu nedenle müvekkili açısından kıdem tazminatı talebinde bulunmuş ise de, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 08.11.2007 tarih, 2007/3139 Esas, 2007/32971 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; "...malülen emeklilik nedeniyle iş akdinin davacı tarafından feshedilmesi durumunda İş Kanunun 14.maddesi uyarınca davacının istifa etmiş sayılacağı, buradaki davacının iradesinin maddi hataya dayanmadığı, zira davacının emekli olduğunu düşünerek iş akdini feshetmesinin fesih iradesi kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği" belirtildiğinden, mevcut olayda davacı taraf her ne kadar yaşlılık aylığı bağlanması için SGK"ya müracaat ederek iş akdini emekli olmak amacıyla feshetmiş ise de, SGK tarafından yapılan araştırmada davacının yaşlılık aylığı bağlanması için prim ödeme gün süresinin yetersiz olduğu, 15 günün eksik kaldığından dolayı yaşlılık aylığı bağlanamadığına ilişkin cevabi yazısına göre davacının tekrardan başka bir işyerinde bu 15 günlük süreyi tamamlayarak emekli olduğu anlaşıldığından, belirtilen Yargıtay kararı uyarınca, emekli olmak amacıyla davacının işyerine başvurmasının, İş Kanununun 14.maddesinde sayılan koşullar oluşmadığından davacının istifa iradesi olarak algılamak gerekeceğinden, davacı vekili tarafından talep edilen kıdem tazminatı alacağı bakımından, şartlar oluşmadığından talebin reddine karar verilmesi gerekeceği belirtilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
İş sözleşmesinin işçi tarafından yaşlılık aylığı tahsisi amacıyla feshedilip feshedilmediği ve buna göre kıdem hakkının doğup doğmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından, ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar. Faiz başlangıcında da bu tarih esas alınmalıdır.
4447 sayılı Yasanın 45 inci maddesi ile 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına (5) numaralı bent eklenmiştir. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkânı tanınmıştır. Başka bir anlatımla, sigortalılık süresini ve pirim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş koşulu sebebiyle emeklilik hakkını kazanamamış olsa da, anılan bent gerekçe gösterilmek suretiyle işyerinden ayrılabilecek ve kıdem tazminatına hak kazanabilecektir. Ancak, işçinin işyerinden ayrılmasının yaş hariç emekliliğe dair diğer kriterleri tamamlaması üzerine çalışmasını sonlandırması şeklinde gelişmesi ve bu durumu işverene bildirmesi gerekir. Aksi halde işçinin başka bir işyerinde çalışmak için değinilen yasa hükmüne dayanması, yasal hakkın kötüye kullanımı niteliğindedir. Dairemiz konuyla ilgili bir kararında, işçinin bir gün sonra başka bir işverene ait işyerinde çalışmasının, feshin anılan (5) numaralı bent hükmüne uygun olmadığını gösterdiği sonucuna varmıştır
Davacı, 29.10.2011 tarihinde emekli olmak için iş akdini feshettiğini belirterek kıdem tazminatı talebinde bulunmuştur. Davalı ise, 31.10.2011 tarihli işten ayrılma bildirgesinde kod 08 emeklilik durumunu bildirmiştir. Davacı 31.10.2011 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumuna emeklilik maaşı tahsis talebinde bulunmuştur. Kurum 05.12.2011 tarihinde verdiği cevabı yazıda, başvuranın 5285 gün prim ödeme gün sayısının olduğunu, yaşlılık aylığı bağlanması için 49 yaş ve 25 yıllık sigortalılık süresi(5300 gün prim) şartlarından 5300 gün şartının tamamlanmadığı 15 gün eksik olduğu bildirilmiştir. Mahkemece de bu yazı dikkate alınarak davanın kıdem tazminatı talebi reddedilmiştir.
Öncelikli olarak, davalı, davacının işten ayrılma bildirgesinde 08 emeklilik kodunu bildirmiş olması nedeni ile davacının emekli olmak maksadıyla işten ayrıldığını bildirmediği savunması yerinde değildir. Ayrıca davacının toplam sigortalılık süresi ve prim gün sayısı dikkate alındığında, 1475 sayılı İş Kanunu 14/1-5 bendinde belirtilen şartların oluştuğu yani 3600 gün prim ve 15 yıl sigortalılık süresinin dolmuş olduğu ve bu nedenle davacının kıdem tazminatına hak kazandığının kabul edilmesi gerekirken, mahkemece talebin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.