3. Hukuk Dairesi 2016/9818 E. , 2018/2048 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada davacı, 22/07/2009 günü ..., ..., Yahşelli Köyü sınırları içerisinde kalan ve üzerinden ..."a ait enerji nakil hattı geçen ... bölme nolu orman alanında enerji nakil hattı kaynaklı yangın meydana geldiğini, yangının orman idaresi ekiplerince müdahale edilerek söndürüldüğünü, olayla ilgili olarak 26/07/2009 tarih ve 010/32 numaralı tutanağın tanzim edildiğini, olayın meydana geldiği bölgeden ..."a ait enerji nakil hattı geçtiğini ve meydana gelen yangının davalı ..."a ait enerji nakil hattından kaynaklandığını, ... ile ... arasında Enerji Nakil Hatları kurulması için verilen izinlere ilişkin taahhüt senedinin 7.maddesine göre, enerji nakil hattı ve enerji nakil hattı dahilinde çıkması muhtemel her türlü önlemi alma sorumluluğunun ... Genel Müdürlüğü"nde olduğunu, davalı ..."ın ayrıca bu hatların maliki olması nedeniyle, diğer davalı ..."ın ise hatların işleteni olması nedeniyle bakım ve denetim yükümlülüklerinin bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 107.202,05 TL alacağın olay tarihi olan 22/07/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacılar, ... Orman İşletme Müdürlüğü"ne ait ... bölme nolu orman alanı içinde kalan toplam 20,4 Ha miktarındaki özel ağaçlandırma sahasını 08/07/1998 başlangıç tarihinden 08/07/2047 bitiş tarihine kadar 49 yıllığına özel fıstık çamı ormanı projesi ile kiraladıklarını, 22/07/2009 günü ..."a ait enerji nakil hattında sigorta fincanının patlaması sonucu çıkan orman yangınında kendilerine ait fıstık çamı orman alanının 8.52 hektarlık kısmının yandığını, yanan saha içinde 0,37 hektarlık alanda yaklaşık 121 adet fıstık çamı fidanının kısmen, kalan 8.15 hektarlık alandaki toplam 1172 adet fıstık çamı fidanının tamamen yandığını, Orman Kanununun 112.maddesi uyarınca hesaplanan toplam zarar miktarlarının 110.451,58 TL olduğunu, yangınlarına karşı gerekli önlemi almayan ... ile nakil hatlarının bakım ve kontrolünden sorumlu davalı ..."ın meydana gelen yangından ve zarardan sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 110.451,58 TL alacağın 22/07/2009 tarihinden başlayacak yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...Ş., ... ve..."daki elektrik dağımıt faaliyetinin ... Genel Müdürlüğünden ayrı bir tüzel kişiliği olan ... Elektrik Dağıtım A.Ş tarafında m davalılar vekilleri tarafından vekilleri temyiz edilmiştir.
A-)Asıl dava yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı ...Ş."nin tüm, davalı ...Ş."nin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-)Dava; elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklanan yangın nedeniyle, orman idaresinin uğradığı maddi zararın tazminine ilişkin bulunmaktadır.
Davalı şirket, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur. Bu sorumluluk türü tehlike sorumluluğu olarak da isimlendirilmekte olup, sorumluluk türlerinin en ağırını oluşturur. Burada tehlikeli nesne veya işletme ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir.
Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır(Prof. Dr...., Borçlar Hukuku Genel Hükümler ... Baskı Cilt 2 sf: 14-15).
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; yangının, davalı şirkete ait olup, enerji nakil hattındaki orta gerilim sigortasının herhangi bir nedenle patlaması sonucu yere düşmesi ve ark oluşturması neticesinde meydana geldiği; dolayısıyla davalı şirketin faaliyeti ile ortaya çıkan zarar arasında illiyet bağının bulunduğu, davalı şirketin zarardan sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Ne var ki, zararın kapsamını tayinde davacı idarenin kusurunun olup olmadığının da araştırılıp, tartışılması gerekmektedir.
3234 sayılı, ... Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun"un 2/a maddesine göre “Orman kaynaklarını; ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel faydalarını dikkate alarak, bitki ve hayvan varlığı ile birlikte, ekosistem bütünlüğü içinde idare etmek, katılımcı ve çok amaçlı şekilde planlamak, usulsüz müdahalelere, tabii afetlere, yangınlara karşı korumak, muhtelif zararlıları ile mücadele etmek ve ettirmek, ormancılık karantina hizmetlerini yürütmek, geliştirmek, orman alanlarını ve ormanlara ilişkin hizmetleri artırmak, ormanları imar ve ıslah etmek, silvikültürel bakımını ve gençleştirmesini sağlamak” Genel Müdürlüğün asli görevi olarak sayılmıştır. Aynı yasanın 2/b maddesinde “Ormanların mülkiyeti ile ilgili iş ve işlemlerini, kadastrosunu, izin ve irtifak işlerini yürütmek de” görevleri arasındadır. Maddenin alt bentlerinde de diğer görev ve hizmetler sıralanmış bulunmaktadır.
Buna paralel olarak, 6831 sayılı Orman Kanununun 75.maddesinde "Orman idaresi yangınları önlemek maksadiyle en çok beş yılda tahakkuk ettirilecek bir plan ve program dahilinde yangın emniyet yolları ve yangın kule ve kulübeleri yapmak ve bunları idare merkezlerine telli ve telsiz telefonla bağlamakla mükellef olduğu gibi yangın tehlikesinin fazla olduğu mıntakalarda yangın mevsimine munhasır olmak üzere lüzum gördüğü yerlerde ve yeter miktarda yangın söndürme alet ve malzemesini havi motorlu vasıtalarla teçhiz ve takviye edilmiş yangın ekipleri bulundurur. (Ek: 24/5/2000 - 4569/1 md.) Orman yangınlarını önleme ve orman yangınlarıyla mücadele harcamaları için ... Katma Bütçesine yeterli miktarda ödenek konulur."hükmüne yer verilmiştir.
Bu bağlamda, durum değerlendirildiğinde; ormanları, yangınlara karşı korumak, davacı idarenin bizatihi asli görevidir. Bu nedenle, çıkan yangını en kısa sürede söndürmek, zararın büyümesini önlemek için her türlü tedbiri almak ve gereğini yapmak da idarenin görevidir. Toplanan delillerden, davalı şirketin irtifak hakkı tesis ettiği elektrik enerji hattının altındaki yangına sebebiyet veren kurumuş ot ve ağaçların temizlenmesi işinin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Davacı idare, bu yükümlülüğün, taahhütname ile davalı şirkete devredildiğini ileri sürmektedir. Asıl görevi yangınlara karşı ormanları korumak olan kurumun, bu görev ve sorumluluğunu, sözleşme veya protokolle başka kişi ve kurumlara devretmiş olması, onu, sorumluluktan kurtarmaz. Öte yandan, davacı idare müfettişlerince yapılan incelemelerde de belirtildiği gibi; özellikle yangına hassas Kızılçam ormanlarında ormanın verimine bakılmadan tüm alanın planlı yol ağının tamamlanmasının, su alma havuzlarının yapılmasının önem arzettiği ortadadır. Diğer yandan, bu olayda olduğu gibi, yangına müdahale edecek yer ekipmanlarının yetersiz olduğu, birinci derecede yangına hassas bu bölgede birden fazla yangında müdahale için gerekli ekipman ve araçların hazır edilmediği de anlaşılmaktadır. Bundan ayrı, yukarıda açıklanan yasa hükmünde ifade edildiği gibi, orman köylülerinin tarım yapma ve geçimlerini bu şekilde temin etme zorunluluğu gözetilerek, bu yönde ormanların dizayn edilmesi ve gerekli tedbirin alınması da davacı kurumun görevlerindendir.
O halde, mahkemece; davacı kurumun yukarıda açıklanmaya çalışılan görev ve sorumlulukları ile somut olayda aynı bölgede ilk yangının söndürme ve soğutma çalışmalarının yetersizliği nedeniyle ilk yangının ardından ikinci bir yangının meydana geldiği ve asıl büyük zararın bu ikinci yangından kaynaklandığı hususuda göz önüne alınarak; adalet ve hakkaniyet ilkelerine göre, bilirkişilerce hesaplanan zarar miktarından uygun bir miktar indirilerek, tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş."nin tüm, davalı ...Ş."nin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davalı ...Ş. Yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA;
B-)Birleşen dava yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.