Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/679 Esas 2018/5356 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/679
Karar No: 2018/5356
Karar Tarihi: 10.09.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/679 Esas 2018/5356 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı, önalım hakkından kaynaklanan ... iptali ve tescil isteğine ilişkin olarak davacının önceki hissedarından miras yoluyla elde ettiği taşınmazda kayıtlı davalının hissesinin iptali ve davacı adına tescilini talep etmiştir. Davalı ölünceye kadar bakma akti karşılığı kendisine verilen hissenin satışının yapılamayacağını, dolayısıyla önalım hakkı kullanımına gerek olmadığını savunmuştur. Mahkeme, davacının önalım hakkını kullanma hakkına sahip olduğunu ve davanın kabul edileceğine karar vermiştir. Ancak, bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Karar, elbirliği mülkiyetine tabi olan taşınmazlarda önalım hakkının kullanımına ilişkin kanun maddelerine uygun şekilde verilmemekle birlikte, diğer paydaşların dava sürecinde muvafakatleri sağlanması ya da tereke adına davaların açılması gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Bu çerçevede, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca davacıya tereke adına görevli mahkemede temsilci atanması için süre verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
14. Hukuk Dairesi         2016/679 E.  ,  2018/5356 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.01.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, önalım hakkından kaynaklanan ... iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, dava konusu ... ili ... ilçesi ... köyü 1080 parselde tapuya kayıtlı bulunan kerpiç ev ve avlusu olan taşınmazda davacının babası ..."a ait 1/2 hisse olduğunu, ..."ın 8.12.2011 tarihinde vefat ettiğini, davacının diğer mirasçılar ile el birliği halinde malik olduğunu beyanla, hissedarlardan ... tarafından ..." a devredilen, halen davalı ... adına kayıtlı hissenin iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
    Davalı cevabında dava konusu hissenin ölünceye kadar bakma akti karşılığında kendisine devredildiğini, önalım hakkının kullanılması için yasanın aradığı şartların gerçekleşmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
    Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
    Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir.
    Somut olaya gelince; dosya içerisindeki ... kayıtlarının incelenmesinden dava konusu taşınmazda davacının babası ... ve davalı ..."ın 1/2" şer hisse ile paylı malik oldukları, davacının babasının ölümü ile birlikte davacının diğer mirasçılar ile birlikte elbirliği halinde taşınmazda paydaş olduğu, dolayısıyla davacının dayandığı payın elbirliği mülkiyetine tabi olduğu anlaşılmaktadır.
    O halde mahkemece, Dairemizin yukarıda değinilen ilkeleri gereğince diğer elbirliği halindeki paydaşların davaya muvafakatlerinin sağlanması, bunun mümkün olmaması halinde terekeye temsilci atanması için davacı tarafa uygun süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.