Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İtiraz eden borçlular vekili icra mahkemesine başvurusunda, takibe konu senedin vade tarihi ve lehtar kısmının boş olarak müvekkili ... Tarafından imzalandığını, davalının bir şekilde bu senedi ele geçirerek kendi adını boş haneye yazıp takibe koyduğunu ileri sürmüş, müvekkillerinden ...  ise senette imzası olmadığı gibi davalıya her hangi bir borcunun da bulunmadığını belirterek takibin iptalini talep etmiştir.
Mahkemece, ... .tarafından ....  verilen ve “... ipotek kurulması ile ilgili her çeşit belgeleri tapu sicil müdürlüğü nezdinde imzalamaya, ... konuya ilişkin diğer işlemleri ifa ve icraya, ...” yetkileri veren 20.02.2007 tarihli Zürih Başkonsolosluğu"nda düzenlenen vekaletnameye dayanılarak, ... Kendi ve borçlu ... Vekaleten takip konusu bonoyu keşideci sıfatıyla imzaladığından bahisle borçluların itirazının reddine karar verilmiş;  bu karar Dairemizce “... ... ticari mümessil sayılamayacağı ve vekile özel olarak bono tanzim etme yetkisi de verilmediğine göre borçlu ... İtirazının kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir” denilerek bozulmuştur.
Yerel mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de, bozma ilamının  borçlu ...  itirazına ilişkin olduğu, diğer takip borçlusunu kapsamadığı, sadece adı geçen takip borçlusu yönünden itirazın kabulüne karar verilmesinin gerektiği gözetilmeden takibin tümden iptaline karar verilmesi isabetsizdir. 
SONUÇ  : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.