Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Somut olayda, borçlu hakkında Ankara 24. İcra Müdürlüğü"nün 2009/16334 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığı, ... ödeme emrinin tebliği için "..." adresine çıkarılan tebligatın tebliğ zarfında apartman numarasının ...olarak hatalı yazılması nedeniyle, 30.09.2009 tarihinde ... nolu bina bulunmadığından iade edildiği, bu defa borçlunun "..." adresine çıkarılan tebligat parçasının dosyaya dönmemesi üzerine yazılan akıbet yazısına verilen 21.12.2010 tarihli cevaptan, tebligat üzerinde yazan adrese gidildiğinde, adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi gereğince adresin bağlı olduğu muhtarlığa götürüldüğü, mahalle muhtarının, muhatabın, "..." adresine nakil aldığını mühür ve imzası ile tasdik etmesi üzerine, bu kez muhatabın tespit edilen yeni adresine götürülerek işlem yapılması gereken evrakın, sehven iade edildiği ve 06.07.2010 tarihinde icra müdürlüğünde görevli personele teslim edildiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine nüfus müdürlüğünden borçlunun adres bilgilerinin sorulduğu, verilen cevapta 12.05 2010 tarihi itibariyle borçlunun yerleşim yeri adresinin "..." adresi olduğunun bildirildiği, bunun üzerine bu adrese 08.01.2011 tarihinde Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre ödeme emri tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Ödeme emrinin tebliğ tarihi itibari ile yürürlükte olan ve olayda uygulanması gereken 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun "Bilinen Adreste Tebligat" başlığını taşıyan 10. maddesinde; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa, bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir" düzenlemesi yer almaktadır.
Tebligat Tüzüğü"nün l3. maddesinin 1. fıkrasında ise; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa kendi müracaatı, diğer alakalıların bildirmesi, mevcut vesaik tahkikat veya sair suretlerle bilinen en son adresinde yapılır" hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıdaki maddeler hükmü gereğince, tebliğ yapılmak istenen kişinin bilinen en son adresine, tebligatın çıkartılması gerektiği anlaşılmaktadır. İcra takip dosyasında, borçlunun bilinen en son adresi ... Mahallesi Muhtarlığının bildirdiği "..." adresidir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 35.maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ edilen adres, borçlunun bilinen son adresi olmadığından, ödeme emri tebliğ işlemi usulsüzdür (Hukuk Genel Kurulu"nun 04.11.2009 tarih ve 2009/12-408 Esas, 2009/486 Karar sayılı kararı). 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulu"nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. O halde mahkemece, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 10.05.2011 tarihinin ödeme emri tebliğ tarihi olarak tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.