Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/33152 Esas 2017/11040 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/33152
Karar No: 2017/11040
Karar Tarihi: 13.11.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/33152 Esas 2017/11040 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/33152 E.  ,  2017/11040 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, dava dışı borçlu ramazan koyun ile aralarında konut kredi sözleşmesi imzalandığını ve ...’a ait taşınmaza ipotek konulduğunu, kredi taksitlerinin ödenmemesi nedeniyle borçlunun hesabının kat edildiğini ve icra takibi başlatıldığını, bu aşamada tapu müdürlüğüne gidildiğinde ipotekli taşınmazın davalı tarafından tapuda devir alındığının öğrenilmesi üzerine ihtarname gönderildiğini, ödeme yapılmayınca ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılarak davalı ... dava dışı asıl borçlu ...’a icra emrinin gönderildiğini, itiraz üzerine icra mahkemesince takibin iptaline karar verildiğini, dosyanın kesinleşmesinden sonra yeniden takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
    Davalı, 4721 sayılı TMK’nun 887.maddesine göre takip ve davadan önce ipotekli taşınmazın maliki, borçtan şahsen sorumlu değilse alacaklının ödeme emri isteminin ona karşı etkili olabilmesi için hem borçluya hem de üçüncü kişiye ihbar gönderilmesi gerektiğini, bu hususun hem dava hem takip şartı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, dava dışı asıl borçlu tarafından kullanılan konut kredisinin taksitlerinin ödenmemesi ve kredinin teminatı olarak verilen ipotekli taşınmazın asıl borçlu tarafından davalıya satılması nedeniyle davalı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatmış, itiraz üzerine duran takibin devamına karar verilmesi için itirazın iptali davasını açmıştır. Mahkemece, 4077 sayılı yasanın 10/3.maddesi gereğince tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasının istenemeyeceği, davacının asıl borçlu hakkında takibin semeresiz kaldığını ileri sürmediği gibi delilde sunmadığından davalı hakkında yapılan takibin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi talep edilmiştir. Bu talebin kefalet olarak kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır. Hâl böyle olunca mahkemece, davalının bu savunması da değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bent gereğince davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.