8. Hukuk Dairesi 2014/6560 E. , 2015/13850 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak
..... ile .. aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasında ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine dair ... Aile Mahkemesi"nden verilen 19.12.2013 gün ve 1027 sayılı tensip ara kararının Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan katılma alacağı davasının yargılaması sırasında tensiple, dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş, davalının ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin mahkemece reddine karar verilmesi üzerine; ilgili ara karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 391/3. ve 394/5. fıkralarında ihtiyati tedbir ile ilgili olarak mülga 1086 sayılı HUMK’nun da yer almayan yeni bir hak arama yolu öngörülmüş ve HMK’nun 341. maddesinde “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar”, HMK’nun 362. maddesinde ise “Temyiz edilemeyen kararlar” başlığı altında yer alan düzenlemelerden sözü edilen kanun yolundan maksadın “istinaf” olduğu hususu açıkça hüküm altına alınmıştır.
Ne var ki, HMK’da öngörülen kanun yollarından istinaf başvurularının inceleneceği merciler olan Bölge Adliye Mahkemeleri"nin henüz kurulmaması nedeniyle HMK’na daha sonra eklenen Geçici 3. maddeyle istinaf hükümlerinin uygulanması Bölge Adliye Mahkemeleri"nin göreve başlama tarihine kadar ertelenmiş ve bu amaçla birtakım genel geçiş hükümleri öngörülmüştür.
Bilindiği üzere, ihtiyati tedbir, HMK’da “Geçici Hukuki Korumalar” üst başlığı altında taraflar arasındaki ihtilafın çözümüne katkı sağlayan ve asıl yargılamada verilen hükmün gerçekleştirilmesini temin eden ve hakların korunması bağlamında aynı zamanda hukuk devleti ilkesinin ayrılmaz bir parçası olarak hak arama hürriyeti kapsamında değerlendirilebilecek bir usul hukuku müessesesi olduğunda kuşku yoktur. Temyiz yolu da, açık bir şekilde hatalı veya kanuna aykırı biçimde ortaya çıkmış kararların düzeltilmesini amaçlayan olağan bir kanun yoludur. Bu anlamda temyiz “hukukun hiç uygulanmaması veya yanlış uygulanması” sebebine dayanır. Zira temyiz, hem kararın daha üst seviyedeki bir mahkeme tarafından denetlenmesini sağlaması, hem de şekli bakımdan kesinleşmesini ertelemesi itibariyle tam bir kanun yoludur. Oysa istinaf, yukarıda belirtildiği gibi hukuki denetim yanında yerindelik denetimi yapan bir kanun yoludur.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 6. maddesine göre; "Hiçbir kimse veya organ, kaynağını Anayasa"dan almayan bir Devlet yetkisini kullanamaz". Yine Anayasa"nın 142. maddesine göre de: “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi kanunla düzenlenir”. Nitekim bu husus, 6100 sayılı HMK’nun 1. maddesinde: “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı ilkeye Yargıtay’ın Mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgilidir; kıyas veya yorum yolu ile genişletilemez” şeklindeki kararında (YIBK. 1977/4-4) de yer verilmiştir. Bu bakımdan mahkemelerin görev ve yetkilerinin kıyas ve yorum yoluyla genişletilmesi olanaklı bulunmamaktadır. Bu itibarla HMK’nun 391. ve 394. maddelerinde geçen “kanun yolu” ibaresi ile kastedilenin istinaf yolu olduğu, Geçici 3. madde yollamasının sadece HUMK’nun temyize ilişkin hükümlerini kapsadığı ve ihtiyati tedbire ilişkin kararların nihai nitelikte kararlardan olmadığı, ayrıca bu konuda özel bir düzenlemenin de bulunmadığı gözetildiğinde bu tür kararların temyiz yolu kapsamında incelenebilmesi mümkün değildir. (YİBK. 21.02.2014 tarih 2013/1 E.-2014/1 K.)
Talep, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin olup, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu"nun 21.02.2014 tarih 2013/1 Esas, 2014/1 Karar sayılı ilamı uyarınca ilk derece mahkemelerince verilen ihtiyati tedbir taleplerinin reddi veya bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilen kararlara karşı temyiz yolunun kapalı olduğuna karar verildiğinden ihtiyati tedbire ilişkin kararların temyizi kabil değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz dilekçesinin REDDİNE, HUMK"nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 24.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.