11. Ceza Dairesi 2018/3197 E. , 2018/4820 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tespiti bakımından, ilgili bankadan sorulmak suretiyle suça konu bonoların farklı tarihlerde mi, yoksa aynı tarihte mi bankaya verildiği hususu açıklığa kavuşturularak, 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" ibaresine yer verilmesi nedeniyle, aynı zamanda ve aynı kişiye karşı işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağının bulunmayacağı, ancak belge sayısının temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile bu madde gereğince cezanın artırılması,
2-Sanığın benzer eylemi nedeniyle Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/242 Esas, 2010/445 Karar sayılı dosyasında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum edildiğinin ve Dairemizin 2013/4861 Esas, 2015/24158 Karar sayılı ilamı ile hükmün bozulduğunun anlaşılması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği de gözetilerek açıklanan ilkeler doğrultusunda sanığın benzer eylemlerden dolayı yargılandığı dava dosyalarının duruşmaya getirtilerek incelenmesi ve sanığın fiillerinin her biri yenilenen kararla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen zincirleme suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi ve sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
3-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 22.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.