3. Hukuk Dairesi 2018/134 E. , 2018/2031 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile ...Yapı Uygulama ... Ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, şirketlerinin bağlantılı olduğu ve evvelinde hizmet sunduğu dava dışı ... İnşaat Yatırım adlı şirkete ... ... Projesi hazırlamak üzere anlaşmaya vardıklarını; işin ortak yapılması karşılığında tüm masraflar ve KDV eşit olarak bölüşüldükten sonra kalan hizmet bedelinin %50 oranında paylaşmayı teklif ettiklerini, davalı şirketin kabulü üzerine dava dışı şirkete hizmet sunduklarını; dava dışı şirkete düzenlemiş olduğu fatura karşılığında tahsil etmiş olduğu kısmi ödemeleri anında davalı şirkete bildirip her ödemeden sonra da tahsil edilen tutarın yarısının davalı şirkete ödendiğini; iş sebebi ile yapılmış masraflar ve sair giderler düşüldüğünde kendilerinin tüm ödemeleri tamamladıklarını,3.472 TL fazla ödeme yaptıklarını; toplam 60.972 TL nakit ödeme, kalan 31.000 TL "nin ise masraf ve KDV "nin kendi şirketlerince ödenmesi nedeniyle fatura bedelinin kesinti yapılması sonucu 88.500 TL" lik fatura karşılığı 91.972 TL ödendiğinden, şirketlerince davalı şirkete 3.472 TL fazla ödeme yapıldığını ileri sürerek; bu faturadan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyetli davalının % 40 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne;davacının itirazın kaldırılmasına karar verilen 34.500 TL alacağın 12.872 TL" sinden borçlu olmadığının tespitine; fazlaya dair istemin ve tarafların koşulları bulunmayan kötüniyet ve icra inkar tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile ...Yapı Uygulama San. Ve Tic.Ltd.Şti vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava;adi ortaklık ilişkisinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
1-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulüne uygun şekilde yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır.
Bir davada davalının, davacının açmış olduğu davadan haberdar olması, davaya cevap vermesi ve hatta cevap süresinin işlemeye başlaması için dava dilekçesinin tebliğ edilmesi gerekir. Aksi durumun, ilgilinin hak arama hürriyetini kısıtlayacağına şüphe yoktur. Aslında hemen her hukuksal işlemin tebligat ile sonuç doğuracağını söylemek mümkündür.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden usulünce haberdar edilmesi ve böylece taraf teşkilinin sağlanması ile mümkündür. Bu yolla kişi, hangi yargı merciinde duruşması bulunduğuna, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğuna, yargılamanın safahatına, duruşmanın hangi tarihte yapılacağına, verilen kararın ne olduğuna, Tebligat Kanununda açıklanan usule uygun tebligat yapılması ile vakıf olabilecektir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde "Hukuki dinlenilme hakkı" düzenlenmiştir. Buna göre davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Hakim tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. (YHGK."nun 2009/52 Esas, 2009/105 Karar sayılı kararı)
Taraf teşkili; sadece, davanın açılması aşamasında değil, yargılamanın diğer aşamalarında da önem taşımaktadır. (...23.11.2011 gün ve 11-554 Esas-684 Karar)
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise;dosya kapsamında bahsi geçen ... 5. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2013/158 E. 2013/1296 K. sayılı ilamının bozulmasına ilişkin Yargıtay 12.H.D."nin 2014/12654 E. 2014/18553 K. sayılı ilamında, tasfiye halinde olduğu ... Ticaret Sicil Müdürlüğü"nün dosya kapsamında yer alan müzekkere cevabı ile açık olan davalı şirketin tasfiye memuru olan ..."ın 28.12.2012 tarihinde öldüğü belirtilmiştir.Eldeki dava dosyasında ise,mahkemece davalı şirketin tasfiye halinde olduğu tespit edildikten sonra,davalı şirketin tasfiye memuru olduğu bildirilen ..."ın eşine 19.02.2013 tarihinde dava dilekçesi ve eklerinin tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; davalı şirketin tasfiye memuru olan ..."ın aile nüfus kayıt tablosunun dosya içine alınması suretiyle vefat edip etmediğinin araştırılması,vefat etmişse davalı şirketin tasfiyesinin gerçekleşip gerçekleşmediği ve davalı şirkete yeni bir tasfiye memuru atanıp atanmadığı,davalı şirketin iflas edip etmediğinin de araştırılması suretiyle taraf teşkili ile ilgili eksiklik giderildikten sonra esasa ilişkin inceleme ve değerlendirme yapmak olmalıdır.
Bu itibarla, yargılamanın davalının gıyabında sürdürüldüğü ve taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğu açık olmakla,bu husus usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2- ...Yapı Uygulama San. ve Tic.Ltd.Şti vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargılama sürecinde yerel mahkeme tarafından ‘’ilgili kişi’’ olarak tanımlanan ... Yapı Uygulama San. ve Tic.Ltd.Şti’nin eldeki davada taraf sıfatı bulunmadığı anlaşılmakla temyiz isteminin reddine,
3-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle ...Yapı Uygulama San. ve Tic.Ltd.Şti vekilinin eldeki davada taraf sıfatı bulunmadığından temyiz isteminin reddine,üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince davacı yönünden karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.