2. Ceza Dairesi 2019/11523 E. , 2019/15889 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekir.
Ayrıca, gerçek kişiler yönünden Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebliğ yapılabilmesi için, muhatabın adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması ve daha önce kendisine veya adresine Kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması zorunludur.
İncelenen dosyada; sanık ...’ın yakalama emri üzerine İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 19.12.2013 tarihinde alınan savunmasında adresini “Esenşehir Mah. ... Sok. No:30, ...” olarak beyan ettiği, Mahkemece gerekçeli kararın önce bu adrese Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarıldığı, tebligatın bila tebliğ edilmesi üzerine bu kez sanığın bildirdiği “Esenşehir Mah. ... Sok. No:30, ...” adresine ve iddianamede geçen “Akdurak Mah. Kandıra Kefken Yolu Sok. No:200/A Kandıra/KOCAELİ” adresine ayrı ayrı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapılarak kararın kesinleştirildiği, her ne kadar gerekçeli kararın tebliğ tarihlerinde sanığa ait MERNİS adresi bulunmamakta ise de, dosya kapsamından sanığın daha öncesinde kendisine veya adresine usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligata rastlanılmadığından, sanık hakkında Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle, sanığın bulunduğu ceza infaz kurumuna verdiği 27.06.2019 tarihli “karar düzeltme ve temyiz” talepli dilekçesinin temyiz dilekçesi olarak kabul edilip, temyizin öğrenme ile süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
5231 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 17/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.