3. Hukuk Dairesi 2016/10864 E. , 2018/2020 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki çeyiz-eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile 2010 yılında evlendiklerini,düğünde kendisine takılan altınlar nedeniyle kavga çıktığını, davalının kendisini dövmesi ve yoğun hakaretleri ile evden kovulduğunu, bu konuda yargılama yapıldığını ve ... Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2013/487 E.sayılılı dosyası ile davalının cezalandırıldığını; davalıya karşı ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/92 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açtığını, 26/02/2014 tarihinde bu dosyada da karar verildiğini ve halihazırda temyiz edilmiş olması nedeniyle bu dosyanın kesinleşmediğini; evi şiddet tehdidi altında terk ettiğinden kişisel eşyaları dahil olmak üzere hiçbir eşyasını alamadığını, halihazırda baba evinde kaldığını; dilekçede belirtilen ziynet ve çeyiz eşyalarına dair talebi olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere dilekçede cins ve kıymeti yer alan ziynet ve çeyiz eşyalarının tarafına aynen iadesine; ziynetlerin iade edilmemesi durumunda bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacı ile 2014 yılında boşandıklarını, boşanma sebebinin davacı tarafın kolundaki bileziklerden 2 tanesini kardeşine verip sonradan "çalındı" şeklinde söylemi olduğunu, boşanma dosyası temyiz aşamasında olduğundan henüz kesinleşmediğini, davacının iddiasını ispat etmesi gerektiğini, çeyiz eşyaları yönünden talep edilenlerin bir kısmının mevcut olmadığını, kendilerinde bulunan eşyaları ise teslime hazır olduklarını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının çeyiz eşyası ile ilgili talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına; davacının ziynet eşyası ile ilgili talebinin kısmen kabulü ile;16.02.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda değeri belirlenen ziynet eşyalarından 22 ayar 8 adet bileziğin 7 adet olarak diğer ziynet eşyalarının raporda belirtilen şekli ile davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine; aynen iade mümkün olmadığı takdirde 19.685,00-TL ziynet eşyası bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava; ziynet ve eşya alacağı istemine ilişkindir.
Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.
İİK"nun 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse,hüküm fıkrası açık olmalı,duraksama yaratmamalı,hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır.
Somut olaya bakıldığında ise;mahkemece hüküm altına alınan ziynet eşyalarının ayar, gram, nitelik ve değerlerinin ayrı ayrı hükümde belirtilmediği,bu hali ile hükmün infazında tereddüt doğacağı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda ifade dilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, hüküm altına alınan ziynet eşyalarının ayar ,gram,nitelik ve değerlerinin ayrı ayrı belirtilmesi suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.