Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/408
Karar No: 2018/2014
Karar Tarihi: 05.03.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/408 Esas 2018/2014 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/408 E.  ,  2018/2014 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması-yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalının çalıştığını, yoksulluk çekmediğini ileri sürerek aylık 100.00.- TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir.
    Davalı, çalışmadığını belirterek davanın reddini istemiş, karşı davasında da ihtiyaçlarının arttığını ileri sürerek aylık 80.00.- TL yoksulluk nafakasının 400.00.- TL ye, 100.00.- er TL iştirak nafakasının 300.00.- er TL ye yükseltilmesini ve nafakaların her yıl artması için oran belirlenmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davaların reddine karar verilmiş, hüküm davalı karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Anılan karar Dairemizin 2016/16650 Esas – 2017/6316 Karar sayılı ve 02/05/2017 tarihli kararı ile; " .... 1-Yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin temyiz itirazları yönünden;
    TMK"nın 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu yasal hüküm gereğince iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.
    Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası...’in yayınladığı ... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
    Somut olayda; taraflar 12/07/2006 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmışlar, nafakaların artırımına ilişkin önceki dava 24/04/2009 tarihinde, eldeki karşı dava ise 08/02/2016 tarihinde açılmıştır. Ekonomik ve sosyal durum araştırma sonucundan, davacı karşı davalının serbest meslek ile uğraştığı, kendi evinde kaldığı, evlendiği, iki çocuğu daha olduğu, davalı karşı davacının ise ev hanımı olduğu, baba evinde kaldığı, annesi ve iki çocuğu ile yaşadığı, ortak çocuk ...."nin 28/03/2003,..."ın 28/04/2004 tarihinde doğduğu anlaşılmaktadır.
    Taraflar, boşanmadan sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğunu ileri sürmemiştir.
    Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın ...’in yayınladığı ... oranında artırılması suretiyle nafaka takdiri sırasında kurulan dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    2- İştirak nafakasının artırılmasına ilişkin temyiz itirazları yönünden;
    TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
    Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
    Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
    Tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim dikkate alındığında, mahkemece; TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun nafaka artışına hükmedilmesi ve bu suretle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.... " gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmuş, mahkemece; davalı karşı davacı ... için 80,00 TL olan yoksulluk nafakasının karşı dava tarihi olan 08/02/2016 tarihi dikkate alınarak ... oranına göre arttırım yapılmış hali ile 45,80 TL arttırılarak 125,80 TL"ye arttırılmasına, karşı dava tarihi olan 08/02/2016 tarihi dikkate alınarak her yıl otomatik olarak tüfe oranında arttırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,müşterek çocuk ... için aylık 100,00 TL olan iştirak nafakasının aylık 200,00 TL arttırılarak aylık 300,00 TL"ye çıkartılmasına, karşı dava tarihi olan 08/02/2016 tarihi dikkate alınarak her yıl otomatik olarak tüfe oranında arttırılmasına, müşterek çocuk ... için aylık 100,00 TL olan iştirak nafakasının aylık 200,00 TL arttırılarak aylık 300,00 TL"ye çıkartılmasına, karşı dava tarihi olan 08/02/2016 tarihi dikkate alınarak her yıl otomatik olarak tüfe oranında arttırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- AAÜT 9/2 . maddesinde;
    "Nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilemez."
    Düzenlemesi bulunmaktadır. Somut olayda, davacı karşı davalının açtığı davanın reddedildiği ve aleyhine açılan karşı davanın kısmen kabul edildiği anlaşılan davacı karşı davalı yararına vekalet ücretine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 8 . maddesinin çıkarılarak hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi