11. Ceza Dairesi 2017/8950 E. , 2018/4811 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
I- Sanık hakkında defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebebin ise nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
II- Sanık hakkında 2006, 2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
1-)Sanığın 2006, 2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediğinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda; sanığın üzerilerine atılı suçlamaları kabul etmemesi karşısında; öncelikle sahte fatura düzenleme suçlarında suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından, hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi nedeniyle 2006, 2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarına ait suça konu fatura asıllarından veya onaylı suretlerinden kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulmasından sonra incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, taşıdıklarının belirlenmesi halinde faturaları kullanan şirketler tespit edilerek haklarında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığının araştırılması, bu şirketlerin yetkilileri hakkında kamu davası açılıp açılmadığının sorulması, açıldığının tespiti halinde ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya intikal ettirilmesi ve bu şirketlerin yetkilileri veya kişiler dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, faturalar sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması, düzenlenen faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları kullananların yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları kullanan şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulmuş olması,
2-)Kabule göre de;
a-)Her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturması, ancak aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b-)Dosya kapsamına göre, suça konu 2008 takvim yılına ait faturaların 08.02.2008 tarihinden sonra mı önce mi düzenlendiğine dair kesin delil bulunmaması karşısında; 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 276. maddesiyle değişik 213 sayılı VUK"nın 359/b. maddesi uyarınca temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi karşısında; fatura tarihleri tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
c-)Sanığın üzerine atılı sahte fatura düzenlemek suçlarında 213 sayılı VUK’nın 359/b-1 maddesine göre hükümler kurulması gerekirken yazılı şekilde aynı kanunun 359/2-b maddesine göre hükümler kurulmuş olması,
d-)Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin isteme aykırı olarak BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 21.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.