13. Hukuk Dairesi 2015/33577 E. , 2017/11012 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı Banka, 12.04.2010 tarihli bireysel kredi sözleşmesi ile davalıya 15.550,00-TL tutarında 36 ay vadeli kredi kullandırıldığını, davalının ödeme yükümlülüklerini ihlal etmesi üzerine ... 2. Noterliği"nin 13.05.2011 tarih ve 7058 yevmiye numaralı muacceliyet ihtarnamesinin keşide edildiğini, akabinde ... 2. Noterliği"nin 25.05.2011 tarih ve 7531 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, davalı tarafından keşide edilen 01.06.2011 tarihli karşı ihtarname ile taksitlerin 3 gün içinde ödeneceğinin bildirildiğini, 06.06.2011 tarihinde yapılan bir kısım ödemeye rağmen dosya borcunun kapatılmadığını, yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra bakiye 9.995,97-TL asıl alacak tutarı üzerinden takip başlatıldığını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazının iptali ile % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... 6. İcra Müdürlüğü"nün 2011/11920 esas sayılı dosyasındaki takibin toplam 7.300,00-TL üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalıya kullandırılan kredinin dört taksidinin ödenmemesi nedeniyle tüm alacağın muaccel olduğundan bahisle hesabı kat edilerek kalan tüm taksitlerin ödenmesi için davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini istemiş; davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuş; mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı kanunun 10. maddesinde “... Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir. Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez” hükmü yer almaktadır. Dosya kapsamı ile davalı borçlunun birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmüş olduğu sabittir. Buna göre davacı bankanın kredi sözleşmesinin 11. maddesinde saklı tuttuğu hakkını kullanabilmesi için 4077 sayılı kanunun 10. maddesi hükmüne göre birbirini izleyen en az iki taksidin belirlenerek ödenmesi, aksi halde bakiye tüm taksitlerin muaccel olacağı uyarısını taşıyan ve 7 gün süreli ihtarname gönderilmesi gerekir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında davalıya gönderilen ihtarnamenin usulüne uygun olup olmadığının değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. O halde Mahkemece, davacı banka tarafından davalıya gönderilen 13.05.2013 tarihli ihtarın usulüne uygun olup olmadığı değerlendirilerek, davalının takip tarihine kadar ödemediği borç miktarı olup olmadığı da irdelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.