Dolandırıcılık - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - konut dokunulmazlığının ihlali - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/3546 Esas 2017/1699 Karar Sayılı İlamı
14. Ceza Dairesi Esas No: 2016/3546 Karar No: 2017/1699 Karar Tarihi: 30.03.2017
Dolandırıcılık - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - konut dokunulmazlığının ihlali - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/3546 Esas 2017/1699 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların dolandırıcılık, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından mahkum edildiği bir davada, sanıkların pişmanlık duymadıkları gerekçesiyle TCK'nın 110. maddesi uygulanmadı. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesiyle ilgili kısmi iptal kararı dikkate alınarak, sanıkların haklarında 53/1-c madde ve bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velâyet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun koşullu salıvermeye kadar uygulanacağı, alt soyu haricindekiler yönünden ise bu hak yoksunluğunun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği kararı verildi. Kanuna aykırı olan bu kararın bozulması gerektiği belirtildi ve hükümler düzeltildi. Kanun maddeleri olarak TCK'nın 110. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesiyle ilgili açıklamalar yapılması istenmiştir.
14. Ceza Dairesi 2016/3546 E. , 2017/1699 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, konut dokunulmazlığının ihlali HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlüğünde pişmanlığın; “yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülme, nadim olma” olarak açıklandığı da göz önüne alındığında, müştekiden cezası olduğundan bahisle sanıkların 3200TL parayı aldıktan, diğer bir anlatımla amaçlarına ulaştıktan sonra serbest bırakmaları nedeniyle eylemlerinden dolayı pişmanlık duyduklarını gösterir bir kanıtın bulunmadığının dosya içeriğinden anlaşılması karşısında, sanıklar haklarında TCK"nın 110. maddesinin uygulanmaması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Sanıklar haklarında kasıtlı suçtan hapis cezalarına mahkûmiyetlerinin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK"nın 53/3. maddesine göre 53/1-c madde ve bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velâyet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun koşullu salıvermeye kadar uygulanacağı, alt soyu haricindekiler yönünden ise bu hak yoksunluğunun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Hükümlerden sonra 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Kanuna aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu hususların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerde yer alan TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin çıkartılarak yerlerine “Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı da nazara alınmak kaydıyla sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle eleştiri dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.