3. Hukuk Dairesi 2018/492 E. , 2018/2006 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve mirasçılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı Kurum, 5434 sayılı Kanun kapsamında T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olup da ölen kızı üzerinden aynı yasanın 108. Maddesine dayalı muhtaçlık aylığı alan davalının, muhtaçlık durumunun kaldırılmış olması nedeniyle, aylığın iptaliyle 01.05.2000-31.05.2006 tarihleri arası muhtaç olmadığı belirlenen aylar için davalıya ödenen yersiz aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, esastan da reddinin gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan karar, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2012/5663 Esas – 2013/7866 Karar sayılı ve 15/04/2013 tarihli kararı ile; " ... İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. Davaya konu uyuşmazlık, dayanağı işlem ve olayların meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 5434 sayılı Kanun’dan kaynaklanmakta olup, görev alanına girmediğinden İş Mahkemelerinde çözümlenmesi mümkün değildir. .... dava konusu uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu nazara alınmaksızın, işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. ..." gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmuş, İş Mahkemesi tarafından görevsizlik gerekçesi ile dava dosyası görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Davalı, yargılama sürerken 19/07/2013 tarihinde vefat etmiş, yasal mirasçılarının tümü davalının mirasını reddetmişler, mirasın reddine dair mahkeme kararı dosyaya sunulmuş, davacı davasını davalının yasal mirasçılarına yöneltmiş, mirasçılar mirası reddettiklerini vurgulayarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkemeye sunulan ve avukat bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda ise davacı kurumun 19.340.62.-TL yersiz ödeme yaptığı belirtilmiştir.
.... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1 tereke sayılı ve 01/10/2014 tarihli ek kararı ile...."un terekesinde mal bulunmaması nedeni ile iflas hükümlerine göre tasfiyesi tamamlanmış olduğundan iflasın kapanmasına karar verilmiş, Satış Memurluğunun 2014/9 satış sayılı dosyasında da iflasın tamamlandığına ilişkin kararın ilan edildiği ve başvurunun olmadığı 08/12/2014 tarihi itibari ile belirtilmiştir .
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacının,.... terekesinden 19.340,62.TL nin dava tarihi olan 08/04/2010 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte alacaklı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve mirasçılar tarafından temyiz edilmiştir .
Somut olayda, yargılama sırasında vefat eden davalının tüm yasal mirasçıları mirasını reddetmiş, buna dair mahkeme kararı dosyaya sunulmuş, iflas hükümlerine göre yapılan tasfiye tamamlanmış olduğuna göre, davalının mirasçılarına yöneltilmiş davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm oluşturulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince mirasçılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.