Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4185
Karar No: 2017/1918
Karar Tarihi: 14.02.2017

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/4185 Esas 2017/1918 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedilmesinin ve işe iadesinin kabul edilmesini talep etti. Yerel mahkeme davanın kabulüne karar verdi ancak temyiz sonucunda iş akdinin ikale yoluyla sona erdiği anlaşıldığından davanın reddine karar verildi. İşçinin ihbar ve kıdem tazminatı haklarının ödenmesi şartıyla ayrılma talebi istifa olarak değerlendirilmeli, istifa dilekçesinin işveren tarafından baskı altında yazdırılmış olması işçinin gerçek istifa iradesini yansıtmaz. İş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi gerektiği ve işçinin feshin geçersizliği ve işe iade istemi hakkının bulunduğu belirtildi. 4857 sayılı İş Yasası'nın 20/3 maddesi uyarınca davacının isteği reddedildi.
9. Hukuk Dairesi         2016/4185 E.  ,  2017/1918 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacının 01.11.2006 tarihinden itibaren davalı işyerinde çalışmaya başladığını, iş adinin 24.09.2014 tarihinde davalı işveren tarafından geçersiz olarak feshedildiğini belirterek davanın kabulü ile iş akdinin feshinin geçersizliğine, davacının işe iadesine, işe iade kararı gereğince davacının işe başlatılmaması durumunda 8 aylık tazminat ile boşta geçen 4 ay karşılığı ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    B)Davalı Cevabının Özeti:
    Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının iş akdinin istifa nedeniyle feshedildiğini belirterek haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Her ne kadar davalı işverenlik davacı, kendi el yazısı ile oluşturduğu imzasına havi 22.08.2014 tarihli istifa dilekçesinde ki;“01.11.2006 tarihinde başlamış olduğum görevimden, sağlık sorunlarım nedeniyle işyerimde verimli çalışamadığımdan kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarımın ödenmesi kaydı ile, fiili çıkışımın 24.09.2014’de gerçekleşecek şekilde 22.08.2014 tarihi itibari ile kendi isteğimle istifa ettiğimi bildiririm” içerikli beyanı ile istifa ettiğini iddia etmişse de; işçinin ihbar ve kıdem tazminatı haklarının ödenmesi şartıyla ayrılma talebi istifa olarak değil, olsa olsa ikale yapma yönünde icap biçiminde değerlendirilmelidir, işçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da ihtimal dâhilinde olup davalı işverenin sosyal ve ekonomik üstünlüğünü kullanarak, tazminatları ödeme koşulu, benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması halinde, gerçek bir istifa iradesinden söz edilemeyecektir. Davacı tarafça dava dilekçesinde davalı bankanın şube müdürü tarafından kendisine "...istifa dilekçesi imzalaması gerektiği , aksi halde kıdem tazminatının kendisine ödenmeyeceğinin .... " belirtildiği, davacıya ödenen kıdem tazminatı ödenmesi olgusu ile istifa dilekçesinin çeliştiği nazara alındığında; davacının şarta bağlı istifasının kabul beyanı ile tamamlanarak ikale sözleşmesine dönüşmediği anlaşıldığından, mahkememizce davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli neden olmadan feshedildiği sonucuna varıldığından, davanın kabulü yönünde karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    E) Gerekçe:
    İşçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanması için, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi gerekir. İş sözleşmesini fesheden işçi feshin geçersizliği ve işe iade isteminde bulunamaz.
    İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi,  istifa olarak değerlendirilmelidir. Uygulamada en çok karşılaşılan şekli olan, işçinin ihbar ve kıdem tazminatı haklarının ödenmesi şartıyla ayrılma talebi istifa olarak değil,  olsa olsa ikale (bozma sözleşmesi)  yapma yönünde icap biçiminde değerlendirilmelidir. İşverenin sosyal ve ekonomik üstünlüğünü kullanarak, tazminatları ödeme koşulu, benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması halinde, gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir. İşverenin haklı fesih nedenlerine dayanarak işçiye istifa dilekçesi vermesi halinde baskı uygulaması sonucu düzenlenen istifa dilekçesine de gerçek anlamda istifa olarak değer vermek mümkün olmaz. Ancak bu durumda işçi irade fesadı ve baskı yapıldığını kanıtlaması gerekir.
    Davacı iş akdinin işveren tarafından feshedildiğini iddia ederek işe iade davası açmış,mahkemece şarta bağlı istifa dilekçesinin ikaleye dönüşmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de ,irade fesadına uğradığı ispatlanamayan istifa içerikli el yazılı dilekçesinde “01.11.2006 tarihinde başlamış olduğum görevimden, sağlık sorunlarım nedeniyle işyerimde verimli çalışamadığımdan kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarımın ödenmesi kaydı ile, fiili çıkışımın 24.09.2014’de gerçekleşecek şekilde 22.08.2014 tarihi itibari ile kendi isteğimle istifa ettiğimi bildiririm” şeklinde yazıldığı davacının işverene icapta bulunduğu işvereninde davacının kıdem ,ihbar tazminatı ile yıllık ücretli alacak ödeyerek iş akdini davacının belirttiği tarih itibariyle sona erdirdiği, fesih teklifinin davacı işçiden geldiği ,irade fesadı iddiasının ispatlanamaması karşısında iş akdinin ikale yoluyla sona erdiği anlaşıldığından davanın reddi yerine kabulü hatalıdır.
    4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    HÜKÜM :
    Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
    1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2. Davanın REDDİNE,
    3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yargılama yaptığı 150.00 TL. giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
    5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.980,00 TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
    Kesin olarak 14.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi