11. Hukuk Dairesi 2019/2304 E. , 2020/646 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 04/12/2018 tarih ve 2014/666-2018/1283 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan vadeli hesapları üzerinde işlem yapmak üzere İzmir Valisi ile Birlik Müdürü"nün yetkili kılındığının davalı bankaya yazılı olarak bildirilmesine rağmen, talimata aykırı olarak dava dışı ... imzasını taşıyan ve...tarafından ibraz olunan sahte talimat evrakları ile toplamda 19.950,00 TL, birleşen davada ise toplamda 5.618,00 TL para transferi gerçekleştirildiğini ileri sürerek, zararın işlem tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı banka vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacı birlik çalışanı olan..."ın, yetkili olmayan kişilerin imzalarını içeren talimatları kullanarak davacının, davalı bankadaki hesaplarından değişik tarihlerde para çektiği, usulsüzlük işlemini gerçekleştiren dava dışı ..."ın davacının çalışanı olması nedeniyle çalışanlarını seçimde Birliğin daha dikkatli ve özenli davranması gerektiği ancak bu dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, davacının bu nedenle müterafik kusur oranının % 35 olduğu, davalının ise % 65 oranında kusurlu olduğu, davalı vekilinin beyanına göre tüm zararın davadan sonra...tarafından ödendiği, asıl davanın konusu olan 19.950,00 TL’nin 12.967,50 TL’si, birleşen davanın konusu olan 5.618,50 TL’nin 3.652,02 TL’si bakımından davalı bankanın sorumlu olduğu ancak zararın ödenmesi nedeniyle konusuz kaldığı, asıl ve birleşen davalarda bakiye kısımlar bakımından davacının müterafik kusuru nedeniyle davalı bankanın sorumluluğu bulunmadığından bakiye kısımlar yönünden davanın reddi gerektiği, ödemelerin asıl ve birleşen davalar açıldıktan sonra yapılmış olması nedeniyle konusuz kalan kısım yönünden asıl ve birleşen davada davacı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiği, reddedilen kısım yönünden ise 818 sayılı BK"nın (6098 sayılı TBK"nın 51. ve 52.) 43. ve 44. maddesinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen kabul edilmesi halinde indirimden dolayı reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinden, müterafık kusur uyarınca yapılan indirim nedeniyle de reddedilen kısım yönünden asıl davada ve birleşen davada davacı aleyhine vekalet ücreti takdir edilemeyeceği gerekçesi ile asıl davada 19.950,00 TL’nin 12.967,50 TL’si yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bakiye kısmın reddine, birleşen davada 5.618,50 TL’nin 3.652,02 TL’si yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bakiye kısmın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Asıl ve birleşen davalar, davacıya ait davalı banka nezdindeki hesaptan usulsüz ödenen miktarın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davalarda dava tarihlerinden sonra hesaptan usulsüz olarak parayı çeken dava dışı ...tarafından tüm zararın karşılanması nedeniyle, davalının kusur durumuna göre sorumlu olduğu kısım bakımından davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, bu kısım yönünden davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle yargılama giderinden davalının sorumlu tutulmasına, davacının müterafik kusuru nedeniyle davalının sorumlu olmadığı kısım yönünden ise davanın reddine ve müterafik kusur nedeniyle reddedilen kısım bakımından davalı yararına yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmiştir. Ancak, zararın davalı banka dışındaki sorumlusunca dava tarihlerinden sonra karşılanması karşısında davaların tümüyle konusuz kalması karşısında, asıl ve birleşen davalarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gibi davalının, davacı tarafın müterafik kusuru nedeniyle sorumlu tutulmadığı kısım bakımından da HMK’nın 331. maddesi uyarınca davalı yararına yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, asıl ve birleşen davaların davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarrda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davalının sair temyiz itrazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davalının temyiz isteminin kabulü ile asıl ve birleşen davaların asıl ve birleşen davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.