11. Ceza Dairesi 2016/6093 E. , 2018/4799 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat,
Sanık ... hakkında 2009 ve 2010 takvim yılları için beraat, 2008 yılı için mahkumiyet
Sanık ... hakkında 2008 takvim yılı için beraat, 2009 ve 2010 takvim yılları için mahkumiyet
İncelenen dosya içeriğine göre, sanıklar hakkında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 05.06.2012 tarih ve 2012/4163 esas sayılı iddianamesi ile vergi suçu raporu ve mütalaaya uygun şekilde “2008, 2009 ve 2010 yıllarında sahte fatura düzenlemek suçları yanında sahte fatura kullanmak” suçlarından da kamu davası açıldığı ve her takvim yılı bakımından sahte fatura düzenleme ve kullanma eylemlerinin birbirinden bağımsız ve ayrı suçları oluşturduğu ve birbirine dönüşmeyeceği cihetle, hükümlerin gerekçe kısmında sahte fatura kullanmak suçundan da bahsedilmesine rağmen hüküm kısmında “2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak” suçlarından hüküm kurulmamış ise de bu suçlar yönünden mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Sanıklardan ...’ın temyiz dilekçesinde iş aradığı bir sırada hemşerisinin bu şirkette iş olduğunu söylediğini, birlikte şirket yetkilisi olan ... isimli kişiye iş başvurusu yaptıklarını, onun da kendisini şirkete ortak yaparak işe aldığını, şirket adına hiçbir faturayı imzalamadığını savunması, sanık ...’in şirket’in sahte fatura düzenlemek amacıyla kurulan bir şirket olmadığını, 2008 yılında hisselerini...’a devrederek şirketten ayrıldığını ve atılı suçu kabul etmediğini savunması ve sanık...’ın da 2008 yılında bir şirkette çaycı olarak çalıştığını, kendisine bir şeye ortak olurmusun dediklerini, kendisinin de okuması olmadığı için bu kağıda imza attığını ve bu şirketle alakasının olmadığını savunması karşısında; suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1-)Sahte fatura düzenleme suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinin 1. fıkrasında, faturalarda bulunması zorunlu olan bilgilerin neler olduğunun belirtilmesi, aynı Kanunun 227. maddesinin 3. fıkrasında ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" hükmünün yer alması; suç konusu faturaların dosya içinde bulunmadığının ve getirtilip duruşmada incelenmediğinin anlaşılması karşısında; sanıkların 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında düzenlendikleri iddia olunan faturalardan, her takvim yılına ait kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının veya onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesi ve 213 sayılı Kanunun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi,
2-)Faturaların zorunlu bilgileri içerdiğinin tespit edilmesi durumunda;
a-)Faturaların sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını, başkasına ait olduğunu söylemeleri halinde; bu kişilere CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmeleri ve faturalar gösterilerek faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması,
b-)Bu kişilerde faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söyledikleri takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara veya bu kişilere ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
c-)Faturalardaki yazı ve imzaların, bu kişilere ait olduğunun belirlenmesi halinde, bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulması ve dava açıldığı taktirde bu dava ile birleştirilmesi,
d-)Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ve bu kişilere ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa-)Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb-)Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığını araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
cc-)Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanıkların bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
e-)Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
aa-)Faturayı düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin olup olmadığının araştırılması,
bb-)Daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ile kullanan şirket ve kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
3-) Kabule göre de;
a-)Aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b-)Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin, sanık ... müdafiinin ve sanık ...’ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, mahkumiyet hükümleri yönünden sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 21.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.