15. Hukuk Dairesi 2020/2180 E. , 2021/2803 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :...10. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak ve banka teminat mektubunun iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Avukat Senem Yılmaz ile davalı Hazine vekili Avukat Sema Selçuk"un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı idare ile arasında..."da bir Alma Merkezi ve Çıkarma Merkezi İnşaatı işi için 23/12/2011 tarihli sözleşmenin imzalandığını, ancak inşaat ruhsatının alınmamış olması nedeniyle yüklenici iş ortaklığına süresinde yer tesliminin yapılmadığını, 26/07/2012 tarihinden geçerli olmak üzere sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, sözleşmenin feshedilmesinden dolayı uğradığı kâr kaybı ve zarar talebinde bulunmuştur.
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın, taraf vekillerince temyizi sonucunda Dairemizin 20.03.2017 tarih ve 2016/6037 Esas 2017/1197 Karar sayılı ilamı ile kesinti yöntemi ile kâr kaybı hesabı yapılması gerektiği gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece bozmaya uyulduğu, bozma öncesi bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (HMK m. 266/1). Taraflar bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler (HMK m. 281/1). Mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir (HMK m. 281/2). Mahkeme gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar incelemede yaptırabilir (HMK m. 281/3). Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir (HMK m. 282/1).
Açıklanan bu ilkelerle birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkeme tarafından bozmadan önce rapor düzenleyen bilirkişi kuruluna ek rapor alınması için başvurulduğu, ancak üç kişiden oluşan bilirkişi kurulundan tek bilirkişinin düzenlediği 13.01.2019 tarihli raporda, yüklenicinin kâr kaybı bulunmadığı, bu nedenle hesaplama yapılmadığı belirtilmesine rağmen, iki bilirkişinin ayrık düzenlediği raporda, davacı yüklenicinin kâr kaybı bulunduğu ve hesaplama yapıldığı anlaşılmış, mahkemece tarafların ek raporlara teknik itirazları ve yeni rapor alınması yönündeki talepleri dikkate alınmaksızın ve neden kâr kaybı hesabı yapan bilirkişi raporuna üstünlük tanındığı gerekçede tartışılmaksızın sonuca varılması doğru olmamıştır.
Bu durumda, mahkemece gerçeğin ortaya çıkması için 6100 sayılı HMK’nın 281/3. maddesi uyarınca yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kuruluna dosya tevdi edilerek, dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgilere göre, Dairemizin önceki bozma ilamında ayrıntılı şekilde nasıl hesaplanacağı açıklanan kesinti yöntemine göre davacı yüklenicinin kâr kaybı olup olmadığı konusunda ayrıntılı, gerekçeli, Yargıtay ve mahkeme denetimine ve önceki raporları da değerlendirecek ve çelişki olduğu takdirde çelişkiyi giderecek şekilde elverişli rapor alınması, bu rapora esaslı ve hukuken geçerli itiraz olduğu takdirde ek rapor alınarak bu itirazların karşılanması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.
Bu hususlar gözetilmeden eksik inceleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın taraflar yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan taraflar yararına takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşılıklı olmak üzere bir diğerinden alınarak yek diğerine verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 17.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.