22. Hukuk Dairesi 2018/2362 E. , 2018/7323 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : . Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi E. Yıldırım tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili;... Ltd. Şti. nezdinde en son davalı ... Ltd. Şti. işçisi olarak çalışmakta iken iş akdinin 09.01.2013 tarihinde hiçbir yasal gerekçe gösterilmeksizin feshedildiğini öne sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süreye ilişkin 4 aylık brüt ücreti ve sosyal haklarının ve işe iade kararına uyulmadığı takdirde 8 aylık brüt ücret tutarında işe başlatmama tazminatının müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... Ltd. Şti. vekili, davacının diğer davalı şirketin personeli olduğunu, davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, davacının henüz 6 aylık kıdeminin dolmadığını, ayrıca işveren firmanın işçi sayısının 30’un altında olduğunu bu nedenlerle davanın usul ve esas bakımından şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiş, davalı ... Ltd. Şti vekili, davacının işten çıkış tarihi itibari ile 6 aylık kıdeminin dolmadığını, iş yerinde 30 işçi çalışmadığını, davacının dava açma hakkı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.
Verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi"nin 28/10/2015 tarihli, 2015/18694 esas, 2015/20959 karar sayılı bozma ilamı ile, taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, davalılar arasında muvazaa bulunup bulunmadığı buna bağlı olarak da fesih tarihi itibariyle işverence otuz veya daha fazla işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı ve dolayısıyla davacının iş güvencesi kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya içeriğine göre, dinlenen davacı tanıklarından Galip İyidiker’in “Davacının sürekli sigorta girişi ve çıkışının yapıldığını biliyorum. ...ve ... tedarik şirketleri aynı kişilere ait olup davacı işten ayrılmadan önce ...şirketi yöneticilerince ... Tedarik şirketine geçişine dair belgeler imzalatıldı. Fakat davacı fark etmeden tazminatlarını aldığına dair bir belgeyi de imzaladı”, Şevket Çat’ın “davacı ise 2008 yılında davalı Bil"in taşeronu olan ...Taşımacılıkta işe başlamıştır, ...Taşımacılık sonradan ismini ... Tedarik İnş. San. Tic. Ltd. Şti. olarak değiştirmiştir, her iki şirketinde sahipleri aynı kişilerdir, daha sonra davacı ... Tedarik Ltd. Şti."nin işçisi olarak çalışmaya devam etmiştir,” şeklinde kamu tanığı Hümmet Bayhan’ın ise “...İnşaat Şirketinde çalışan işçilerin hepsi ... tedarik Şti."ne geçerek işyerinde ...inşaat şirketi nezdinde yaptıkları işin aynısını yapmaya devam etmişlerdir ve halen de devam ediyorlar, Nergiz"e ait işyerinde bulunan vinçler, kamyonlar ve kamyonetler ... Tedarik Şti"ne devrolmuştur, Nergiz"e ait tüm ekipman ve araçlar ve işçiler ... Tedarik"e devredilerek ...nezdinde geçen iş aynen ... Tedarikte"de devam etmiştir,“ şeklinde beyanda bulundukları görülmüştür.
Ancak Mahkemece davalılar arasındaki ilişki ve davalı ... Ltd. Şti. ile ...Taşımacılık Ltd. Şti. arasındaki ilişki irdelenmeksizin sonuca varılmıştır.
Bu nedenle mahkemece öncelikle; davalı Botaş ve davalı ... Ltd. Şti. arasında imzalan hizmet alım sözleşmesine ilişkin kayıtlar ve tüm belgeler getirtilerek yapılan işin davalılar arasındaki sözleşme kapsamında bir iş olup olmadığı yoksa davalı Botaş Ltd. Şti."nin asli faaliyeti niteliğinde olduğunun belirlenmesi, asıl iş olduğunun tespiti halinde ise alt işverene devrinin mümkün olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
Sonuç olarak, davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesi ve işyerinde fiili durum karşılaştırılarak davacı ve arkadaşlarının yaptığı işin sözleşme kapsamında kalıp kalmadığı, asıl iş niteliğinde olup olmadığı dinlenilecek tanık beyanları, işyerinin üretim mekanizmasının eksiksiz tespiti ile davacı ve arkadaşlarının yaptığı işin asıl iş olan üretim kapsamında olup olmadığı, alt işveren ortaklarının öncesinde taşeron şirket çalışanı olup olmadığı, asıl işveren işçilerinin ve taşeron işçilerinin hangi işleri yaptıkları, davalıların kayıtları üzerinde yapılacak inceleme ile eksiksiz bir şekilde belirlenerek çıkacak sonuca göre davalılar arasında muvazaa olup olmadığının tespiti ile, muvazaa tespit edilmemesi durumunda ise dava dışı ...Ltd. Şti. ile davalı ... Ltd. Şti. arasında organik bağ olup olmadığı şirketlerin aynı iş alanında faaliyet gösterip göstermediği hususları araştırılarak işçilerin işe iade davası açmalarının engellenmesi amacı ile ... Ltd. Şti."ne geçirilip geçirmedikleri hususu üzerinde de ayrıca durularak otuz işçi sayısının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenip çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi hatalı olduğu gerekçesi ile verilen karar bozulmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, Mahkememizce İşkur ve SGK"ya ... Ticaret Odasına ve davalı BIL"e yazılan müzekkere yazılmış, müzekkerelere verilen cevabi yazılar dosya arasına alınmıştır.
Yargıtay ilamı kapsamında, gelen tüm cevabi yazılar değerlendirilmiş ve davalı şirket yetkilisinin Botaş eski çalışanı olmadığı, yapılan işin alt işverene devredilebilecek nitelikte olduğu, hizmet alım sözleşmesi ile alınan iş ile fiilen yapılan işin sözleşme kapsamında olduğu, asıl işveren-alt işveren arasında bir muvazaa bulunmadığı, ...Tahmil Tahliye Kitap ve Kırtasiye Tic. Ltd. Şti. ve ... Tedarik Ltd. çalışanları sayısının toplam 19 olması nedeniyle de davacı işçinin iş güvencesi hükümlerinden faydalanmasının mümkün olmadığı tespit edilmiş olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Uyuşmazlık konusu mahkemece bozma ilamına uyulup uyulmadığı noktasındadır.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, mahkeme yönünden; bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, kararda açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kurum mahkemeye; hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve yerine getirilmesi istenilen hususlar kapsamında, yargılama usulünün, davanın sürüncemede kalmaması ve en az maliyetle bir an önce bitirilmesi amacına yönelik “usûl ekonomisi ilkesi” çerçevesindeki hükümleri ışığında, uyulan bozma kararı gereğinin yerine, tam olarak getirilmemesi gerekçesiyle ikinci kez “BOZULMASINA” sebebiyet vermeyecek şekilde, özenle işlem yapmak ve hüküm kurmak zorunluluğunu getirir.
Bozma ilamında davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesi ve işyerinde fiili durum karşılaştırılarak davacı ve arkadaşlarının yaptığı işin sözleşme kapsamında kalıp kalmadığı, asıl iş niteliğinde olup olmadığı dinlenilecek tanık beyanları, işyerinin üretim mekanizmasının eksiksiz tespiti ile davacı ve arkadaşlarının yaptığı işin asıl iş olan üretim kapsamında olup olmadığı, alt işveren ortaklarının öncesinde taşeron şirket çalışanı olup olmadığı, asıl işveren işçilerinin ve taşeron işçilerinin hangi işleri yaptıkları, davalıların kayıtları üzerinde yapılacak inceleme ile eksiksiz bir şekilde belirlenerek çıkacak sonuca göre davalılar arasında muvazaa olup olmadığının tespiti ile, muvazaa tespit edilmemesi durumunda ise dava dışı ...Ltd. Şti. ile davalı ... Ltd. Şti. arasında organik bağ olup olmadığı şirketlerin aynı iş alanında faaliyet gösterip göstermediği hususları araştırılarak işçilerin işe iade davası açmalarının engellenmesi amacı ile ... Ltd. Şti."ne geçirilip geçirmedikleri hususu üzerinde de ayrıca durularak otuz işçi sayısının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenip çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gereklidir gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesi dosya arasına alınmış ancak işyerinde fiili durum karşılaştırılarak davacı ve arkadaşlarının yaptığı işin sözleşme kapsamında kalıp kalmadığı, asıl iş niteliğinde olup olmadığı yani davalılar arasında muvazaa olup olmadığı, muvazaanın tespit edilmemesi halinde ise davalı şirketler arasında organik bağ olup olmadığı araştırılarak 30 işçi sayısının gerçekleşip gerçekleşmediğine dair yeterli bir inceleme yapılmamıştır. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Hüküm bu yönden hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.