Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/20367 Esas 2012/5470 Karar Sayılı İlamı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
İİK"nun 82/12. maddesi uyarınca borçlunun haline münasip evi haczedilemez. Mesken üzerindeki haczin kaldırılmasına yönelik istek, şikayet niteliğinde olup, aynı yasanın 16/1. maddesi gereğince bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine başvurulması gerekir.
Somut olayda şikayete konu taşınmaza ilişkin kıymet takdir raporunun borçluya 19.02.2010 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin herhangi bir iddiada bulunmaksızın İİK"nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 23.07.2010 tarihinde icra mahkemesine başvurarak haczin kaldırılmasını istediği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, esasının incelenerek haczin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan İİK"nun 82/12. maddesinde; "borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı belirlendikten sonra aynı maddede ancak evin kıymeti fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır." hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece mahallinde keşif yapılarak meskeniyet şikayetine konu taşınmazın keşif tarihi itibariyle değeri ile borçlunun haline münasip ev alabileceği bedel tespit edildikten sonra bu miktar mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekir.
İcra mahkemesince yaptırılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda evin değeri ile borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar tespit edilmemiştir. İcra mahkemesince bahsi geçen hususlar yönünden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru değildir.
SONUÇ  : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.