21. Hukuk Dairesi 2016/5013 E. , 2017/7468 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen 1200,00 TL ücretle çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Davacı, davalıya ait işyerinde 2005/Mart – 25.02.2014 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece; davacının davalıya ait tescilsiz işyerinde 23.04.2008 – 15.02.2013 tarihleri arasında devamlı ve kesintisiz olarak toplam 1.642 gün asgari ücret ile çalıştığının, davacının 506 sayılı Yasa ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-a fıkrası kapsamındaki çalışmaları ile çakışan 26.04.2010 – 31.01.2013 tarihleri arası 2926 sayılı Tarım Bağ-Kur sigortalılığı ve 01.07.2008 – 01.01.2009 tarihleri arası 2925 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının iptali gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı tarafından, davalının çiftliğinde tarım işlerinde çalıştığının ve bekçilik yaptığının iddia edildiği, davacı adına davalı işveren tarafından düzenlenen işe giriş bildirgesi ve davalı Kurum"a bildirilen çalışma bulunmadığı, ancak; davacının talep ettiği süre içerisinde 26.09.2005 – 06.11.2007, 29.03.2008 – 22.04.2008 ve 15.02.2013 – 27.02.2014 tarihleri arasında dava dışı işyerlerinden çalışma bildirildiği, ayrıca 01.07.2008 – 01.01.2009 tarihleri arasında 2925 sayılı Yasa ve 26.04.2010 – 30.01.2013 tarihleri arasında da 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılıklarının bulunduğu, davacı tarafından; söz konusu sigortalılıkların, kendisinin bilgisi dışında davalı işveren tarafından yapılan bildirimler gereğince başladığının iddia edildiği, davacının 2926 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığı kapsamında 22.06.2010 – 13.12.2012 tarihleri arasında prim ödemeleri bulunup 31.07.2014 tarihi itibari ile 255,25 TL prim borcu olduğu, 26.04.2010 tarihinden itibaren devam eden ziraat odası kaydı bulunduğu, davacı tarafından; 2010 yılı başında 3 ay kadar Manisa"da çay ocağı işlettiğinin, ancak daha sonra davalıya ait işyerine geri döndüğünün beyan edildiği, raporu hükme esas alınan bilirkişi tarafından bu süre dikkate alınarak davacının davalı Kurum"a bildirilmeyen 1.642 gün çalışmasının olduğunun bildirildiği, ancak mahkemece kurulan hükümde; davacının eksik 1.642 günü olduğu bildirilmesine rağmen 23.04.2008 – 15.02.2013 tarihleri arasında aralıksız çalıştığı yönünde hüküm kurulduğu, zabıta tarafından tespit edilen komu işyeri tanıklarının davacının çalışmalarını tereddüte mahal bırakmayacak derecede tespit etmeye yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Somut olayda; hükümde, davacının eksik gün sayısı 2010 yılındaki 3 aylık süre dikkate alınarak 1.642 gün olarak belirlendiği halde ayrıca davacının 23.04.2008 – 15.02.2013 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmesi ve yetersiz tanık beyanları ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; zabıtaya yeniden yazı yazılarak talep edilen dönemin tamamını kapsayacak şekilde bilgisi bulunan komşu işyeri tanıklarının tespit edilmesini istemek ve bu tanıkları dinlemek, davacı tarafından talep edilen dönemde, davacının çalıştığı çiftlik, arazi ve davalıya ait işyerinin bulunduğu köy muhtar veya muhtarlarını tespit ederek dinlemek, zabıta tarafından düzenlenen 18.07.2014 tarihli tutanakta halihazırda davalıya ait çiftlikte çalıştığı tespit edilen ..."yı dinlemek ve böylece toplanan deliller değerlendirilmek sureti ile varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalılardan ..." e iadesine,
09.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.