11. Ceza Dairesi Esas No: 2018/2794 Karar No: 2018/4774 Karar Tarihi: 21.05.2018
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/2794 Esas 2018/4774 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçlamasıyla açılan davada; adlarına işlem yapılan kişilerin beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmesi için tanıkların yüzleştirilmesi ve diğer kişilerin tanık sıfatıyla beyanlarının alınması gerektiğini belirtmiştir. Suçun işlenme kastı da değerlendirilerek eylemin sahtecilik olarak kabul edilmesi halinde, hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 347 (5237 sayılı Yasanın 211) maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı ya da sanığın eyleminin görevi kötüye kullanmak suçunu oluşturup oluşturmayacağı hususları da tartışılmıştır. Ancak, mahkeme, sanık hakkında verilen düşme hükmünün, zamanaşımı nedeniyle verildiğini belirtmiştir. Sanığa yüklenen kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırına göre, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nın 102/3, 104/2 maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve aynı Kanunun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak bu hususta karar verilmesi mümkün olduğundan, kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı n
11. Ceza Dairesi 2018/2794 E. , 2018/4774 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Düşme
Dairemizin 29.11.2012 tarih ve 2010/6665 Esas, 2012/20560 Karar sayılı bozma ilamında, sanığın kastının ve gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından, adlarına işlem yapılan... ve.. ile tanıklar.... ve ...’ın yüzleştirilerek beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmesi, aynı tarihlerde sendikaya kayıt yapılan diğer kişilerin tespit edilerek tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulması, sanığın suç işleme kastı değerlendirilerek, eyleminin sahtecilik olarak kabul edilmesi halinde, hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK"nın 347 (5237 sayılı Yasanın 211) maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı ya da sanığın eyleminin görevi kötüye kullanmak suçunu oluşturup oluşturmayacağı hususları da tartışıldıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumun tayin ve takdir edilmesi gerektiğinin belirtildiği; 03.04.2013 tarihli oturumda bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen bozma gereği yerine getirilmeden, sanığın eyleminin “765 sayılı TCK"nın 347. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik veya görevi kötüye kullanma” suçuna dönüştüğü gerekçesiyle zamanaşımı nedeniyle düşme hükmü verilmesi, Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu‘nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun‘un 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen ve 765 sayılı TCK’nın 339/1-son (5237 sayılı TCK’nın 204/2-3) maddelerinde düzenlenen kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırına göre, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nın 102/3, 104/2 maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve aynı Kanunun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak bu hususta karar verilmesi mümkün olduğundan, kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nın 102/3, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 21.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.