20. Hukuk Dairesi 2016/9491 E. , 2018/6213 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, davaya konu, ... köyü 126 ada 86 parsel sayılı taşınmaz hali Arazi niteliğinde 67242 m2 yüzölçümünde kısmen makilik ve çalılık olduğu ve ilerde ekonomik yarar sağlanabilecek yerlerden olduğu nedeniyle Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacılar, kadastro çalışmaları sırasında 126 ada 87 sayılı parselin ... adına, 88 sayılı parselin ise ... adına tespit edildiğini, davaya konu 126 ada 86 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte bu üç parselinde zeytinlik vasfında ve sınırlarının sabit olduğunu, ...’ın ve ...’ın bir bütün halinde 20 yılı aşkın zamandan beri malik sıfatıyla zeytinlik olarak kullandıkları yerlerin de 86 sayılı parsel içinde tespit edildiğini ileri sürerek, 126 ada 86 parselin tespitinin iptali 87 ve 88 parsellerin yüzölçümüne eklenerek adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne, 126 ada 86 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ile 15/09/2008 tarihli ve 24/03/2009 tarihli krokilerde (A) harfi ile gösterilen 15740 m2 yüzölçümündeki bölümün zeytinlik niteliğinde ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... adına, (B) harfi ile gösterilen 21394 m2 yüzölçümündeki bölümün zeytinlik vasfı ile ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... adına, (C) harfi ile gösterilen 30108.07 m2 yüzölçümündeki bölümün tespit gibi Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17.07.2009 tarih ve 2009/8433-12065 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: ""Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın her ne kadar ... köyü genel arazi kadastrosu sınırları içinde ise de, ... kadastrosu bakımından ... köyü idari sınırı ile ... köyü idari sınırının tampon bölgesinde yer aldığı, her iki köyde de ... kadastrosunun yapıldığı gözlenmiş ise de, ... bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazların ve çevre taşınmazlarının birlikte görüldüğü arazi kadastro paftası ile dava konusu taşınmazın bulunduğu yeri gösterir ... köyü ... kadastrosuna ilişkin tutanak ve haritaları ile ... köyü ... kadastrosuna ilişkin tutanak ve haritaları uygulanıp aplike edilerek konumunun saptanmadığı, bilirkişi raporunda, 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6831 sayılı ... Kanununa Göre ... Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan ... Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde öngörülen biçimde uygulama yapılmadığı için, karara dayanak 2016/9491 - 2018/6213 alınan uzman bilirkişi raporu çekişmeli taşınmazın ... kadastrosuna göre konumunu duraksamaya yer vermeyecek biçimde göstermediği, diğer yandan, davacı zilyetliğe dayandığından, çekişmeli yerin öncesinde niteliğinin ne olduğunun belirlenmesi amacıyla eski tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritasında çekişmeli taşınmazın ne olarak gösterildiğinin ve zilyetlikle kazanmaya elverişli yerlerden olup olmadığı da araştırılmadığından bilirkişi raporlarının bu hali ile denetimine olanak vermediği"" gereğine değinilmiştir. Davacılar ... ve ... mahkemeye sundukları 12.11.2012 havale tarihli dilekçe ile görülmekte olan davadaki haklarını kayıtsız şartsız, bila kabili rücu olmak üzere ... ve ..."e temlik ettiklerini belirterek dava sonucunda çıkan kararın ... ve ... lehine hükümlendirilmesini talep ettiklerini belirtmişlerdir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1967 yılında yapılıp kesinleşen ilk ... kadastrosu ile 3402 sayılı Kanun uygulamasına esas olmak üzere yapılan aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.Görev, kamu düzenine ilişkin olup, temyiz edenlerin sıfatına bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında gözetilmelidir. Dava konusu taşınmaz 2005 yılında kadastro çalışmasına tabi tutulmuş ve davacılar ... ve ... ise 2005 yılında açtıkları dava ile kadastro tespitinden önceki nedenlere dayanmak suretiyle dava konusu taşınmazın adlarına tescilini talep etmişlerdir. Ancak dava devam ederken davacılar ... ve ... mahkemeye sundukları 12.11.2012 havale tarihli dilekçe ile görülmekte olan davadaki haklarını kayıtsız şartsız, bila kabili rücu olmak üzere ... ve ..."e temlik ettiklerini belirterek dava sonucunda çıkan kararın ... ve ... lehine hükümlendirilmesini talep ettiklerini beyan etmişler davaya taşınmazı devralan ... ve ... tarafından devam edilmiş olup mahkemece taşınmazın yeni maliklere devredildiği tarih itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesine göre kadastro mahkemesinin görevinin sona ereceği genel mahkemelerin görevli hale geleceği gözardı edilmiştir. Bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar ... ve ..."in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/10/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.