14. Hukuk Dairesi 2015/17363 E. , 2018/5244 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.07.2011 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 21.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukuna elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 476 parsel sayılı taşınmazın, davalının ise 477 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu; davalının kendisine ait 477 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki otel binasına müvekkilinin manzarasını kesecek şekilde üçüncü kat ve teras inşaa ettiğini, otelin zemin kat pergolelerini sıklaştırarak, yarım olması gereken katı tam kat inşaa edip duvarları yükselterek ve bacayı genişleterek rüzgarın ve manzaranın kesilmesine, ayrıca yatay bacanın içerisine motor yerleştirerek gürültüye neden olduğunu beyan ederek, davalının elatmasının önlenmesini, manzarayı ve esintiyi kesen yapıların kal’ini, zemin kattaki ahşap pergolenin tahta perdesinin kaldırılmasını, bacanın eski hale getirilmesini, fazla kısmın yıkılmasını, yatay baca içindeki motorun kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davalının kendi işletmesinin önüne yapmış olduğu ahşap pergolenin davacı taşınmazına bakan batı kısmının inşaat bilirkişileri raporları dikkate alınarak bir sabit kalıp yan yana ikişer ahşap pergolenin aralıklar ile sökülmek sureti ile komşuluk hukukuna yapılan müdahalenin giderilmesine; tuğla, baca ve duvarlar için açılan davanın reddine karar verilmiştir.
TMK m. 683. maddesindeki, "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir.
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davlarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez.
Mahkemece yapılacak araştırmalarda, somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır.
Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengeleri gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir.
Bunun için mahkemece, öncelikle taraflara ait taşınmazların ... kayıtları ile çap ve krokileri getirtilmeli, yapılacak keşifte kadastro mühendisi veya ... fen memuru bilirkişi yanında davanın niteliğine, tarafların iddia ve savunmalarına göre, en uygun ihtisas grubu ve meslek erbabından seçilecek bilirkişiler hazır bulundurulmalı; düzenlenecek bilirkişi raporlarında, alınması gereken önlemler ile tazminat, ecrimisil, yıkım ve eski hale getirme istekleri varsa, bunlar gerekçeli olarak gösterilmelidir. Davacının zararının önlenmesi esas olmakla birlikte, davalıya da en az zarar verecek veya külfet yükleyecek önlem veya önlemler belirtilmelidir.
Bu nedenle, davacının komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal taleplerinin karşılanması için mahallinde yeniden keşif yapılmalı, davacının zararının oluşup oluşmadığı yukarıda belirtilen ilkelere göre araştırılıp, komşuluk hukukuna aykırılık var ise nasıl ve ne şekilde giderileceği uzman bilirkişi raporu ile tespit edilmeli, davalıya ait otelin üçüncü katının ve terasın projesine uygun yapılıp yapılmadığı ve ruhsat alınıp alınmadığı araştırılmalı, ruhsat alınmadan projeye aykırı imal edilmiş ise davacının manzarasının kapanıp kapanmadığı açıklığa kavuşturularak sonucuna göre bir karar verilmeli ve davacının tüm taleplerini karşılayacak şekilde hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, açıklanan bu hususlar dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.07.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.