11. Ceza Dairesi 2018/3280 E. , 2018/4765 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 8. maddesindeki; "Bölge adliye mahkemelerinin, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322 nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326 ncı maddeleri uygulanır. (Ek cümle: 1/7/2016-6723/33 md.) Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez." hükmü ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 310. maddesindeki; "Temyiz talebi, hükmün tefhiminden bir hafta içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine yapılacak beyanla olur. Beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hakime tasdik ettirilir. Hükmün tefhimi sanığın yokluğunda olmuşsa bu süre tebliğ tarihinden başlar." şeklindeki yasal düzenleme birlikte değerlendirildiğinde; temyiz isteğinin konusunu oluşturan hüküm tarihi, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı tarih olan 20.07.2016 tarihinden sonrasına ait ise de; sanık hakkında Konya 10. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 20.09.2011 tarih ve 2009/513 Esas-2011/501 Karar sayılı mahkumiyet hükmünün, Yargıtay 21. Ceza Dairesi"nin 06.02.2017 tarih ve 2016/1632 Esas-2017/521 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, Yargıtay bozma ilamı sonrası kurulan hükümler için başvurulacak kanun yolu, temyiz kanun yolu olduğundan, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 8.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 310.maddesi gereğince temyiz süresinin “bir hafta“ olacağı, yokluğunda verilen hükme ait gerekçeli kararın sanığa 09.01.2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, sanığın hükmü 1 haftalık yasal süresinden sonra 22.01.2018 tarihinde temyiz ettiği, ancak;
Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri uyarınca ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu‘nun 14.04.2009 tarih ve 214/98 sayılı kararında da açıklandığı üzere; hüküm ve kararlarda yasa yolu bildiriminin yasa yolu, mercii, şekli ve süresini de kapsayacak şekilde açıkça anlaşılabilir ve her türlü yanıltıcı ifadeden uzak biçimde belirtilmesi zorunlu olup, hüküm fıkrasında “sanık yönünden tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olduğu” belirtildiğinden, sanığın temyiz talebinin süresinde yapıldığının kabulü ile yapılan incelemede;
Sanığın 2006 takvim yılı içerisinde farklı tarihlerde birden fazla sahte fatura kullanmasına karşın, hakkında TCK‘nın 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı nedenin bulunmadığı, azaltıcı sebebin ise nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 21.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.