15. Ceza Dairesi 2018/6524 E. , 2019/539 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat (ayrı ayrı)
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükümden önce 05/08/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı kanunun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK 291. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve Bölge Adliye Mahkemeleri"nin kararlarına karşı yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemeleri"nin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay incelemesinden geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı kanunun 8. maddesi gereğince hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK 305 ila 326 maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK 310. maddesi gereğince de temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden, temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılmış olması, kanun yoluna ilişkin süreler konusunda 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda farklı düzenlemelere yer verilmesi, 7035 sayılı kanun ile yapılan değişiklikten sonra temyiz süresi konusunda tereddütler oluşması ve ilk derece mahkemelerince yanıltıcı ifadeler kullanılmasının, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 13/10/2015 gün, 2015/11-120 Esas, 2015/313 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, avukatlar da dahil olmak üzere başvurucuların kanun yolunda yanılmalarına sebep olduğu ve bu durumun adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğinde bulunması nedeniyle, katılan vekilinin 24/05/2018 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın, katılana ait şirkette 23/09/2005 tarihine kadar yüzde beş hisseli ortak olduğu, bu tarihten 2006 yılı nisan ayına kadar da fiili olarak sorumlu müdür sıfatıyla çalıştığı, katılanın sağlık sorunları nedeniyle şirket işleriyle ilgilenemediği, birçok işin sanık tarafından yürütüldüğü, sanık, işten ayrıldıktan sonra, kayıtlarda yapılan incelemelerde, yaklaşık olarak 808.450 TL paranın, katılanın imzasının taklit edilmesi suretiyle bankadan çekildiğinin
belirlendiği, yine sanığın, katılan adına yetkili olmadığı halde sahte çek düzenleyip kullanarak haksız menfaat temin etmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Sahtecilik suçundan verilen düşme hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
13/04/2006 olan suç tarihinden hüküm tarihine kadar, 5237 sayılı TCK’nın 207 ve 66/1-e, 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçla ilgili dava zamanaşımının dolduğu gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, düşme hükmünün kanuna aykırı olduğuna ve suçun sabit olduğuna temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
05/10/2015 tarihli Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen mahkeme tarafından gereğinin tam olarak yerine getirilmediği, alınan 14/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda, sanığın yazı ve imza örneklerinin tam olarak alınması durumunda, yazı ve imza incelemesi yapılabileceğinin belirtildiği, katılanın şirketine ait bilgi ve belgelerin getirtilmediği gibi, şirket kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmadığı dikkate alınarak, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, katılana ait olan... Yemek ve Temizlik Hizmetleri Şirketi"ne ait ticari defter, muhasebe kayıtları, bilgisayar kayıtları, fatura, irsaliye, ödeme belgeleri, banka talimat yazıları, bankalar tarafından yapılan ödeme belgeleri, harcama belgeleri ile diğer kayıtların tamamının getirtilip incelenerek onaylı suretlerinin dosya içine konulması, suça konu çeklerin, hangi ticari ilişki kapsamında sanık tarafından kullanıldığının belirlenmesi, bu ilişkilere dair kayıt, belge ve faturaların alınarak dosyaya konulması, katılanın, işleri bu dönemde ne şekilde idare ettiğinin araştırılması, katılandan sağlık durumuna dair suç tarihindeki belgelerin istenmesi, ilgili bankaya yazı yazılarak, sanık ve katılan tarafından çekilen paraların, hangi talimatlara istinaden çekildiğinin sorularak, söz konusu talimat belgeleri asılları ve ödeme makbuzlarının istenerek dosyaya konulması, sanığın, katılanın yerine imza atması için sözlü veya yazılı bir yetki verip vermediğinin araştırılması, katılan tarafından sanık aleyhine açılan İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/778 Esas sayılı dava dosyasının getirtilerek incelenmesi, onaylı suretinin dosyaya konulması, sanık, katılan ve ilgili diğer kişilerin usulüne uygun olarak yazı ve imza örneklerinin alınarak, mukayeseye elverişli belgelerle birlikte suça konu çek aslı ve talimat belgeleri asıllarının Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi"ne gönderilerek, imza ve yazıların sanık ve katılanın eli ürünü olup olmadığının kesin olarak belirlenmesi, sanık ve katılana ait şirketle ilgili olan 2006 yılı nisan ayına kadarki bütün bilgi ve belgelerin dosyaya konulmasından sonra, dosyanın, içinde muhasebeci bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi kuruluna tevdiinin sağlanarak, sanığın, söz konusu şirkette hangi dönemde ve hangi sıfatla çalıştığı, bu dönemde şirketin gelir ve giderlerinin ne olduğu, bu dönemde imzalanan belgelerin kim tarafından imzalandığı, bankadan çekilen paraların, çekildikten sonra şirket kayıtlarına intikal ettirilip ettirilmediği, ettirilmiş ise, şirketin menfaati için harcanıp harcanmadığı, harcanmış ise, buna ilişkin belgelerin ne olduğu, söz konusu dönemde ve sonrasında sanığın hesap hareketlerinde bir değişiklik olup olmadığı, sanığın, bu paraları kendi menfaati için harcayıp harcamadığı, bu konudaki kayıtların ne olduğu, buna göre, sanığın, katılanın bilgisi dışında veya bilgisiyle ne kadar para çektiği, bu paraları nereye harcadığı, uhdesinde tutup tutmadığı hususlarına cevap verilecek şekilde denetime elverişli bilirkişi kurulu raporu alınması, sahte imzalar bulunmasına rağmen suçların ne şekilde oluşmadığının karar yerinde tartışılmasından sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 11/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.