14. Ceza Dairesi 2016/11797 E. , 2017/1604 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkûmiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümlerin suça sürüklenen çocuklar ile sanık müdafileri tarafından temyiz edilmesi ve sanık müdafiince incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, 22.03.2017 Çarşamba saat 09.30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından... hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine sanık müdafiin gelmediği, ayrıca bir talepte de bulunmadığı anlaşılmakla Yargıtay Cumhuriyet Savcısının uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde DURUŞMASIZ inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek, vaktin darlığına binaen dosyanın incelenmesi başka bir güne bırakılmıştı.
Bugün dava evrakı ele alınmakla, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında kasıtlı suçlardan hapis cezası verildiği halde TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmaması, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 03.06.2008 gün ve 2008/5-56 Esas, 2008/156 sayılı kararında açıklandığı üzere 53. maddede belirtilen hak yoksunluklarının, mahkûmiyetin kanuni sonucu olması nedeniyle infaz sırasında dikkate alınması gerekeceğinden, 53. madde ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararı da nazara alınarak bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, 5271 sayılı CMK"nın 185. maddesi gereğince onsekiz yaşını doldurmamış suça sürüklenen çocuklar yönünden duruşma kapalı yapılıp hükümlerin de kapalı duruşmada açıklanması gerekirken, mahkemece yargılamanın açık yapılıp hükümlerin de açık duruşmada tefhim edilmesinin telafisi mümkün olmadığından, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Suça sürüklenen çocuklar haklarında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma sanık hakkında ise kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin eleştiri dışında unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, suça sürüklenen çocuklar ile sanık müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dosya kapsamına göre, sanığın olay günü suça sürüklenen çocukların mağdura yönelik fiili livata yoluyla çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işledikleri sırada yanlarında olup mağdur üzerinde suça sürüklenen çocuklarla birlikte hakimiyet kurmak suretiyle suçu müşterek fail olarak işlemesi nedeniyle, eyleme TCK"nın 37. maddesi anlamında katıldığı gözetilmeden hakkında TCK"nın 39. maddesinin uygulanması neticesinde eksik ceza tayini,
Uygulamaya göre de;
TCK.nın 61/4-5. madde hükümleri dikkate alınarak 103/2, 103/3, 103/4. maddeleri uyarınca ceza belirlenip 103/6 ve 39. maddeleri uygulandıktan sonra 43/1. madde ile TCK"nın 103/4, 39. maddelerine göre belirlenecek miktar üzerinden arttırım yapılarak bulunan miktarın aynı Kanunun 39. maddesi uyarınca belirlenen cezaya eklenmesi suretiyle sonuç cezanın tayini gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.