18. Hukuk Dairesi 2014/18394 E. , 2015/7042 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca,... Köyü 22 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, bir yılda çift ürün alınabilen yörelerde dahi bu ürünlerin hazırlık ve yetişme süreleri dikkate alındığında bir yılı aşan süre gerektiği de gözönünde bulundurularak, genellikle iki yılda üç ürün esası uygulanmak suretiyle değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu yön dikkate alınmadan hükme esas alınan raporda 1 yılda iki ürün (buğday,mısır) üzerinden değerlendirme yapılmıştır.
Dairemizin yerleşik içtihatlarında belirtildiği şekilde bilirkişi kurulundan 2 yılda 3 ürün münavebesi ile değer belirleyen ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca bilirkişi kurulu, arazi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak değerini tespit etmelidir.
Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için aynı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 15. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği gün itibarıyla dekar başına elde edilecek ortalama verim, üretim gideri ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır.
Kamulaştırılan taşınmazın değerlendirilmesinde esas alınan münavebe ürünlerinin değerlendirme tarihi olan 2013 yılı itibariyle kuru ve sulu şartlarda asgari ve azami üretim miktarını gösterir ortalama verimini, ortalama toptan satış fiyatını ve dekar başına ayrıntılı üretim giderini içeren veri listesinin gıda tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilerek taşınmazın değerlendirilmesi gerekirken, ayrıntılı üretim giderini içermeyen veri listelerine göre münavebe ürünlerinden buğday için 2013 yılı, mısır için 2012 yılı verileri alınmak suretiyle bedel hesaplayan raporun hükme esas alınması,
3-Aynı kamulaştırma nedeniyle, bu kamulaştırma kapsamında kalan ve dava konusu taşınmazla aynı bölgeden gelip Dairemizce incelenen (... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/270 Esas-2013/59 Karar, Dairenin 2014/593 Esas-2014/6825 Karar ve ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/115 Esas-2014/159 Karar, Dairenin 2014/14787 Esas-2015/1979 Karar sayılı dosyası) tespit ve tescil davalarında, %30 oranında objektif değer artışı verilmesi benimsenerek bu yönü ile mahkeme kararları bozulmuş olup, dava konusu taşınmazın konumu, bilirkişi raporlarında yazılı özellikleri gözönüne alındığında, objektif değer artırıcı unsur oranının en fazla % 30 olacağı gözetilmeden %100 alınmak suretiyle kamulaştırma bedeli tespit eden rapora göre karar verilmesi,
4-Dava konusu taşınmaz üzerinde değerlendirme tarihi itibariyle beş yaşındaki 90 adet zeytin ağacının cins ve yaşına göre 2013 yılı rayiç değerlerin gıda tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilerek değerinin tespiti gerekirken, denetime elverişli olmayan rapora göre hüküm kurulması,
5-Kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tesciline ilişkin davaların niteliği gereği davada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca maktu vekalet ücreti verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
6-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tesbiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Doğru görülmemiştir.Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi"nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar, tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 29.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.