2. Hukuk Dairesi 2016/4239 E. , 2017/7607 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tazminatlar, nafaka ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davacı kadın 01.10.2014 tarihinde Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesi gereğince boşanma, maddi ve manevi tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur.
Tarafların Almanya... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 30.07.2013 tarihinde kesinleşen... nolu kararı ile boşandıkları, boşanma kararının tanınması istemiyle 13.12.2013 tarihinde davalı erkek tarafından ... 4. Aile Mahkemesi"ne açılan 2013 961 E.-2014/591 K. sayılı dava sonucunda verilen tanıma kararının Yargıtay incelemesi sonucu onanarak 09/09/2015 tarihinde kesinleştiği ve boşanmanın nüfusa tescil edildiği anlaşılmıştır.
Tanıma kararının davanın devamı esnasında kesinleşmesi üzerine mahkemece; konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Bu davanın devamı sırasında, tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmesi ve tanıma kararının kesinleşmiş olması, davacının Türk Medeni Kanununun 174/1. ve 2. maddelerine dayalı maddi ve manevi tazminat taleplerinin ve 175. maddesine dayalı yoksulluk nafakası talebinin incelenmesine engel değildir. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmış olması, sadece boşanma talebini konusuz kılar. Mahkeme; tanıma kararının dava devam ederken kesinleştiği ve boşanma talebinin konusuz kaldığından bahisle, davacının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin esasını incelemekten kaçınamaz. O halde, gösterilen deliller değerlendirilmek suretiyle mahkemece, davacının, Türk Medeni Kanununun, 174/1. ve 2. maddesi ile 175. maddesi kapsamındaki maddi ve manevi tazminat ile nafaka taleplerinin esası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacı tarafın vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Yargılama giderleri davada haksız çıkan taraftan alınır (HMK m.326). vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir (HMK m.323/1-ğ). Mahkemece tarafların, yabancı mahkeme kararı kararı ile boşandıkları, boşanma kararının Türkiye"de tanıma ve tenfizine karar verildiği, bu kararın da Yargıtay incelemesi sonucu onanarak kesinleştiği ve boşanmanın nüfusa tescil edildiği gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davada kendisini vekille temsil eden davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmiş, gerekçede vekalet ücretine yönelik herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun m.331/1 maddesi uyarınca davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki, tarafların haklılık durumuna göre vekalet ücreti ve yargılama giderlerini takdir ve tayin eder. Yerel mahkeme, konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararının yanında davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmetmiş olmasına rağmen, tarafların dava tarihindeki haklılık durumlarına ve davalı taraf lehine neden vekalet ücretine hükmedildiğine ilişkin herhangi bir gerekçeye karar yerinde dayanmamıştır. Bu nedenle davalı taraf lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.06.2017 (Prş.)