MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-f, son, 35/2, 52/2, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmü sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Milas Jandarma Komutanlığı istihbarat kısmında görevli muhbirin İstanbul ilinden gelecek olan... isimli şahsın elinde sahte çekler olduğu, bu çekleri Milas bölgesinde kullanmak istediği, kendisine kazanılacak paradan 20.000 TL vermeyi teklif ettiği şeklindeki ihbarı üzerine, Jandarma görevlileri tarafından Milas Bafa beldesinde zeytinyağı ticareti yapan bir firmaya durum anlatılarak yardımcı olmalarını istediği, firma yetkililerinin teklifi kabul etmeleri üzerine muhbir vasıtasıyla sanık ile irtibata geçilerek sanığın fabrikaya gelmesinin sağlandığı, olay tarihinde fabrikaya gelen sanığın fabrika yetkilileri ile görüşerek anlaştığı, ödemeyi çekle yapacağını, çeklerin Gaziantep"ten öğleden sonra geleceğini söyleyerek bu sırada yağların kamyona yüklenmesini istediği, fabrikadan ayrılıp bir kahvede beklemeye başladığı, fabrikaya dönüş yolunda sivil ekipler tarafından durdurulmak istenmesi üzerine durmayarak kaçtığı, takip sonucunda sahte çekleri yol kenarında bulunan bir taşın altına saklamaya çalışırken yakalandığı, bu şekilde nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğunun iddia edildiği olayda,
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Eylemin teşebbüs aşamasında kalması için, sanığın, hiçbir şeyden haberi olmayan mağdurla iletişime geçtikten sonra mağdurun engel bir nedenden dolayı sanığın istediği menfaati vermemesi gerektiği, bunun dışında, mağdurun, baştan itibaren, sanığın sahte çek vereceğini bilmesi durumunda suçun oluşmayacağı, Bu hukuksal olgular ışığında somut olay incelendiğinde, sanığın, kimliği bilinmeyen muhbirle iletişime geçerek sahte çek kullanmak istediğini söylediği, muhbirin de, bu durumu jandarmaya bildirmesinden sonra tespit edilen zeytinyağı fabrikası yetkilileri ile sanığın iletişime geçirildiği, olayı jandarmaya bildiren kişinin değil, sahte çekin verildiği fabrika yetkililerinin sanığın eylemlerine maruz kaldıkları, olayın mağduru olarak kurgulanan fabrika yetkililerinin de, sanığın sahte çek vereceğini bildikleri, buradaki amacın sanığın sahte çekle birlikte yakalanması olduğu, buna göre, ortada kandırılan veya iradesi sakatlanan kimsenin bulunmadığının anlaşılması karşısında sanığa atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, sanığın 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de; hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 11/02/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.