22. Hukuk Dairesi 2017/11789 E. , 2018/7241 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, davacının bir gün 17:00-08:00 saatleri arasında çalıştığı, takip eden gün ise dinlendiği kabul edilerek haftalık fazla çalışma süresi belirlenmiştir. Ne var ki, işe giriş ve çıkış saatlerine yönelik kabul sadece davacı tanıkları beyanlarına dayanmaktadır. Dinlenen her iki davacı tanığının da işverene karşı dava açmış olmaları sebebiyle husumetleri bulunmakta olup, salt husumetli davacı tanıkları beyanlarıyla işe giriş ve çıkış saatlerinin belirlenmesi hatalıdır. Davalı tanıklarının ise, işe giriş ve çıkış saatleri noktasında bilgileri sorulmamıştır. Bu halde, davalı tanıkları yeniden dinlenilerek, işe giriş ve çıkış saatleri konusundaki bilgileri sorulmalı ve neticeye göre fazla çalışma ücreti talebi yeniden değerlendirilmelidir.
Kabule göre de, günlük çalışma süresinden ara dinlenme süresi düşülmeden haftalık fazla çalışma süresinin belirlenmesi yerinde değildir.
Diğer taraftan, mahkemece, bir gün çalışma takip eden gün dinlenme şeklindeki çalışma düzeni esas alınmasına rağmen, davacının ayda iki gün hafta tatili çalışması yaptığı esas alınarak, hafta tatili ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 46. maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Kanunun 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla, bir gün çalışma takip eden gün dinlenme şeklinde yürütülen çalışma düzeninde hafta tatili ücreti alacağına hak kazanılmamaktadır.
Ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı noktasında ise, davacının dini ve milli bayramların tamamında çalıştığı esas alınmış ise de, bir gün çalışma takip eden gün dinlenme şeklinde yürütülen çalışma düzeninde, söz konusu bayram günlerinin tamamında çalışılması mümkün değildir. Bu düzende, kabule konu dini ve milli bayramların yarısında çalışılmış olduğu esas alınarak sonuca gidilmesi dosya içeriğine uygun olacaktır. Ayrıca, dosyaya sunulan bordroların bir kısmında çalışma karşılığı ulusal bayram ve genel tatil ücreti tahakkukları bulunmakta olup, hesaplamada bu tahakkukların dikkate alınmaması da hatalıdır.
3-Dosyaya sunulan, davacı işçi imzalı yıllık izin defterinde, kullanılan yıllık izin süreleri, açık tarih aralıkları da gösterilmek suretiyle yazılıdır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ücret bordrolarındaki yıllık izin sütunlarının boş olduğu gerekçesiyle yıllık izin defterine itibar edilmemiş ise de, işverenin bordrolaştırma tekniğinde, kullanılan izin sürelerini bordrolarda göstermemesi, dosyaya sunulan işçi imzalı yıllık izin defterinin geçersizliği sonucu doğurmamaktadır. Anılan sebeple, bahsi geçen işçi imzalı yıllık izin defteri esas alınarak, davacının kullandığı yıllık izin sürelerinin düşülmesiyle, yıllık izin ücreti alacağı talebi yeniden değerlendirilmelidir.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.