22. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/11747 Karar No: 2018/7232 Karar Tarihi: 20.03.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/11747 Esas 2018/7232 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2017/11747 E. , 2018/7232 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde mal dağıtımı, tahsilat, depoda yükleme-indirme ve araç şoförlüğü işlerinde kesintisiz olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz Başvurusu: Kararı, davalı temyiz etmiştir. Gerekçe: Taraflar arasında davalının savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı uyuşmazlık konusudur. Savunma hakkı Anayasamızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır. İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkı"nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur. Somut olayda; dosya kapsamına göre, mahkemece 14.10.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında, davalı tarafa tanık listesini bildirmek üzere bir hafta kesin süre verildiği, davalı vekilinin ise bir tanesi 20.10.2014, diğeri 21.10.2014 tarihli olmak üzere iki ayrı tanık listesi sunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, tanık listesinin süresinde verilmediği gerekçesi ile tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiş ise de, davalı vekilinin tanık listesini süresi içinde sunduğu açıktır. Hal böyle olunca, tanık dinletme talebinin reddine karar verilmesi davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelmekte olup, Mahkemece yargılamanın usul hükümlerine aykırı olarak sonuçlandırılması yerinde görülmemiştir. Bu itibarla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 240/2 maddesi gereği ikinci bir tanık listesi verilemeyeceği de göz önüne alınarak, davalı vekilinin 20.10.2014 tarihli ilk tanık listesinde bildirdiği tanıklar dinlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.